Son yıllarda Türkmen kavramı, varlığı ve tarihi üzerine bilinçli bilinçsiz iddialar ortaya atılıyor ancak bu adımlar eğitime, eğitim kurumlarına sirayet ettiğinde artık bunda bilinçsiz diyecek bir şey kalmıyor. Aksine bilinçli bir çalışmanın da olduğunu ne yazık ki görmeye başladık.
Bu yazıda yukarıda öne sürdüğüm konuyla ilişkin birkaç örnek vererek, okurlarımızın bu yazıda geçenleri tasdik etmesi için kaynakları kişileri teşhir etmeden açıklayacağım.
Bu konuyla ilgili en vahim yaşanan gelişme, devlet üniversitesine bağlı birkaç fakültenin ‘Kurdoloji’ ders kitabında IKBY’de yaşayan Türkmenlere ilişkin yapılan tanımdır.
Havacılık Mühendisliği Bölümünde hocalık yapan S.C ve S.N tarafından hazırlanan Kurdoloji kitabının 3 ve 4. sayfalarında Türkmenler şöyle tanımlanıyor:
“Türkmen: Kürdistan sakinlerinin bir bölümünü oluşturuyorlar. Kökenleri hususunda iki ayrı düşünce vardır. Birincisine göre, Osmanlı döneminde Safevilere karşı savaşmaları için Kürtlerden oluşan bölükteki askerlerin Türkçe öğrenmesi ve sonra onlara Türkmen ismi verilmiş olması. İkinci düşünce ise yine Osmanlı kurum ve kuruluşlarında memur olarak çalışan Kürtlerin zorunlu olarak memuriyet gereği Türkçe öğrenenler ve Osmanlının çökmesinin ardından da bu lisanı devam ettirenlerdir.”
Yani yukardaki tanımda aslında Türkmenlerin aslen Kürt oldukları Osmanlı dönemi devşirildikleri vurgulanıyor ve başka da bir düşünceye yer verilmiyor.
Peki burada sormazlar mı?
Acaba Osmanlı Köysancak, Süleymaniye, Duhok ve diğer katıksız olarak Kürtlerin yaşadığı bölgede yok muydu? Orada yaşayanlar neden Türkçe öğrenip Türkmen olmadılar da Erbil’de, Kerkük’te, Kifri’de, Tuzhurmatu’da, Telafer’de… Türk-Men oldular?
Sorulmaz mı acaba Osmanlı’dan önce imar edilen Selçuklu eserleri bu topraklarda nasıl inşa edildi? Sormazlar mı acaba Asurlar hangi ırktandır da biz Türkmenleri daha 110 sene önce hüküm süren Osmanlı’ya bağlıyoruz! Peki böyle bir Türkmen tanımı hazırlanırken, hangi kaynaktan beslendiler acaba? Hangi tarih kitabında Türkmenlerin aslında devşirme olduğu, aslen Kürt olduğu yazıyor?
Hepsi bir şakayla başladı. Önce Türkmenlerin, Kürtlerin Hoşnav aşiretine mensup olduğu dile getirildi. Sonra bu şaka bu iş üniversitelere kadar bu şekilde taşındı.
Peki sadece bu mu? Hayır daha çok var;
3 Eylül 2023 tarihinde ‘RNK Medya’ sayfasında Türkmenler hakkında yine bir video belgesel hazırlanmış ve belgeselin başından sonuna kadar Türkmenlere hakaret edilmektedir. Öyle ki söz konusu iğrenç belgeselde “Türkmenler Osmanlı’nın gayrimeşru çocuğu” olarak tanıtılmaktadır. Sadece bununla da yetinmeyip, “Haysiyetsiz, Korkak, Ahlaksız” gibi daha onlarca hakaret yer almaktadır.
Peki bu sitelere herhangi bir müdahale söz konusu mu?
Daha önce Kürt bir halk sanatçısı okuduğu bir ‘Bend’ denilen geleneksel ağızda söylenen bir şarkısında Hristiyanların konuşmasına bir gönderme yapmış ve ardından iş yargıya kadar gitmişti. Peki işin içinde Türkmenler olunca neden benzer bir adım atılmamaktadır? Üstelik aynı tarzda Türkmenler ile de dalga geçilmişti ama kimse oralı olmadı.
İşin acı tarafı bazı Kürt aydını olarak geçinen kişiler de ister yazılarında ister sosyal medya paylaşımlarında olsun özellikle son iki yıl içerisinde yerli yersiz bu konuları açıp Türkmenlerin aslında olmadığını vurguluyor ve bunu defalarca yapmaktan da üşenmiyorlar.
Giderek bu durum her alana, her kesime sirayet etmek üzere. Bir örnek daha verip yetinmek istiyorum:
Selahaddin Üniversitesinde yüksek lisans yapan bir Kürt kardeşimizin Master tezi Türkmen partileri ve bölgedeki Türkmenlerin siyasi varlığını içeriyordu.
Tezin her şeyi tamamlandıktan sonra, “Türkmenler kimdir?” bölümüne zorunlu bir şekilde yukarıda belirtilen “Türkmenler aslen Kürtler, Osmanlı döneminde Türkçe öğrenip kendilerine Türkmen demişlerdir.” şeklinde son yılların moda düşüncesine de yer verilmesi istenmiş. Üstelik öğrenci, “Böyle bir kaynak yok, rastlamadım.” dediğinde yine Selahaddin Üniversitesi’nde hazırlanan bir tezi kaynak göstermesi istenmiş.
Yani binlerce tarihi yazar ve kitabı bir tarafa bırakıp, birkaç yıl önce yine Kürt bir hoca tarafından hazırlanan bir tezin bu kadar önemli bir konuda kaynak olarak gösterilmesi abesle iştigaldir.
ÇELİŞKİ:
Aslında büyük bir çelişki içerisindeler. Madem ki bu denli eminseniz Türkmen diye bir şey olmadığından neden Türkmenlere, Bakan, Milletvekili, 15 okul, Müdürlükler dernekler vs… vs… veriliyor?
Türkmenlerin Osmanlıdan önce hatta yüzyıllarca önce bu topraklarda olduğunu hepsi biliyor. Nitekim ne yazık ki bazı akademisyen, yazar, gazeteci, siyasetçiler beyinlerindeki ırkçı düşünceleri yenemeyerek Türkmenlere karşı türüne az rastlanan böyle yollarla bir asimilasyon uygulamayı kendilerince çare edinmişlerdir.
Tam bu çelişkiden kurtulmak isteyenler yine kendi lisanlarından olan Dr. Ferhat Pirbal’ın son video konuşmalarından biri olan ‘Türkmenler Osmanlı’dan çok önce burada yaşamışlardır’ dediğini dinleyip bu beyhude girişimlerden vazgeçsinler.
Irak rejimi tarafından idam edilen aydınlarımızın kanı yetmedi mi?
14 Temmuz, 16 Ocak, 28 Mart daha nice katliamlar yetmedi mi?
Yetmedi mi dilimizle, sayımızla, yemeğimizle, horyatımızla dalga geçtiğiniz?
Bu mesnetsiz iddialar YETMEZ Mİ?