Mesele Türk Bayrağı mı?

Önce buraya önemli bir tarih düşelim (22 Nisan 2024) 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Bağdat’ı ziyaret etti. Ancak bu ziyaret öyle alelade bir ziyaret değildi. Neredeyse bir yılı aşkın bir süredir hazırlığı yapıldıktan sonra, onlarca önemli anlaşmanın altına imza atılan bir ziyaret oldu. 


21 ADET TOP ATIŞI


Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağdat Uluslararası Havalimanı’nda Irak Başbakanı Muhammet Şiya El-Sudani tarafından büyük bir askeri merasimle 21 top atışı yapılarak karşılandı. 

Ardından ilk görüşmesini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşit ile gerçekleştirdi. 

TÜRKMEN VURGUSU

Erdoğan’ın ilk görüşmesinde verdiği öncelikli mesajlarından biri Türkmenler oldu. Görüşmede Erdoğan, ‘Türkmenlerin hak ettiği konuma ulaşmaları Irak'ın istikrarı için önemli’ vurgusunda bulundu. 

26 İMZA 

Tüm iç ve dış engellemelere rağmen içerisinde ‘Kalkınma Yolu Projesi, terörle mücadele, enerji, su’ gibi çok önemli başlıkların da bulunduğu tam 26 anlaşmaya imza atıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmeleri devam ederken bir diğer taraftan Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından titizlikle restorasyonu tamamlanan iki önemli yerin açılışı yapılıyordu. Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve TİKA Başkanı Serkan Kayalar önce Şeyh Abdülkadir Geylani Külliyesi, ardından İmam-ı Azem Ebu Hanife Külliyesi’nin açılışını gerçekleştirdi, dualar okutuldu. 

TÜRKMENLERLE BİR ARAYA GELDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan Bağdat’ta Türkmen yetkililer ile bir araya geldi. Bu günübirlik ve tarihi ziyarette Türkiye’nin Türkmenleri ne denli önemsediği mesajını da vermiş oldu. 

ERBİL ZİYARETİ 

Erdoğan’ın Erbil ziyareti öncesinde yapılan hazırlıklara bakıldığında aslında Bölge’nin bu ziyareti ne kadar arzuladığını anlatmaya yetti. 

Erbil Uluslararası Havalimanı’ndan itibaren konvoyun güzergahının tamamında Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölgesi bayrakları asıldı. 

Bir gün önceden yapılan bu hazırlıkların yanı sıra tarihi Erbil Kalesi’ne ay yıldızlı kırmızı bayrak yansıtıldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Erbil Havalimanı’nda Bölge Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani tarafından karşılandı. 

TÜRKMEN KIZI

Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani’nin de bulunduğu karşılamada çok sayıda bakan ve müsteşarlar da yer aldı. 

Karşılama heyeti arasında Oluşumlardan Sorumlu Türkmen Bakan Aydın Maruf ve Bölge Başkanı Neçirvan Barzani’nin Türkmen Danışmanı Ersan Ağa da yer aldı. 

Selamlaşma sonrası Erdoğan’ı elinde çiçekleri Türkmen kıyafeti giyen bir kız ve geleneksel Kürt kıyafeti giyen bir erkek çocuk karşıladı. 

NELER GÖRÜŞÜLDÜ? 

Bu ziyaretin merkezi aslında Bağdat idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaretten birkaç gün önce Bağdat’tan sonra muhtemelen Erbil’i de ziyaret edeceğine yönelik açıklaması bunu anlamaya yeterliydi nitekim yoğun bir arzu üzerine sonraki açıklamasında Erbil’i ziyaret edeceklerini de bildirmişti. 

Yani Erbil’e yapılan bu ziyaret Türkiye’nin Erbil’e verdiği önem ve iyi ilişkilerin devam ettiğine dair önemli mesajlar taşıyan bir ziyaret oldu. 

Tam da bu nedenle Erbil Yönetimi bu ziyaret için hazırlığını ve karşılamayı hep en uçta tutmaya çalıştı. 

TÜRK BAYRAĞI KRİZİ!? 

Yukarıda belirtmiştim. Bir gün öncesinden karşılama için hazırlıklar yapıldı ve en çok dikkat çeken ise Erbil Kalesi’ne yansıtılan Türk Bayrağı olmuştu. 

Sosyal medyada büyük bir yankı uyandıran o görüntüler belli bir kesim tarafından farklı yorumlanarak kriz yaratılmaya çalışıldı. Nitekim bu durum sadece sosyal medyada başladı ve sosyal medyada sona erdi. 

BU ZİYARET KİMLERİ RAHATSIZ ETTİ? 

Bir Türkmen olarak ancak bir Erbil Türkmeni olarak Türkiye’ye Türk Bayrağı’na karşı hiçbir zaman Erbil’de yaşayan hiç kimsenin rahatsızlık duyduğunu görmedim. Ancak PKK’nın ve PKK medyasının yoğun ve hakim olduğu Süleymaniye ve Ranya gibi bölgelerde yıllardır bir Türk düşmanlığı, bir Türk karşıtlığı ve Türk bayrağına karşı nefret çalışmaları yürütülüyor. Nitekim onca yıl onca çabaya rağmen bunu o bölgelerdeki gibi Erbil’e yansıtamadılar. 

Tabii ki bunda Erbil’de yaşayan Türkmenlerin de payı vardır. Ayrıca Erbil’deki hakim yönetim Türkiye ile hep yakın ilişkiler kurmaktan çekinmemiştir. 

Bu nedenle de Türk Bayrağı Erbil’de değil dışında rahatsızlık yaydı. 

Bu ziyarette malum en önemli başlık ve anlaşma maddesi TERÖRLE MÜCADELE olmuştur. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada "PKK'nın Irak'ta yasaklı örgüt ilan edilmesini memnuniyetle karşıladık" ifadesini kullandı. 

Buradan da anlaşıldığı üzere, PKK ve sevicileri, bu önemli ziyaret bu önemli anlaşma ve Erbil’e yapılan adeta ‘Erbil Yanındayız’ mesajını taşıyan ziyaretin ikinci plana düşmesi ve gölge düşmesi için bir bayrak krizi yaratmaya çalıştı nitekim günün sonunda beyhude çabalar olduğu görüldü. 

SON


Dün Erbil’e yapılan ziyarete genel olarak baktığımda, aslında Türkmenlerin bu Bölgeye anca güzellik iyilik huzur ve kardeşliği getirebileceğini tekrar gördüm. Bu nedenle, bir Türkmen olarak bu Bölge’de kardeşçe sadakat içerisinde yaşamayı çok isterim. Yani Türkmenlerin sadece bu tür ziyaretlerde başının okşanıp gönlünün hoş tutulmasını değil, gerçekten kardeşçe, ikinci sırada gelen vatandaş değil normal eşit vatandaş olması için bu birkaç şeyin gözden geçirilmesi gerektiğini zaruri buluyorum:

1.    Medyada dönem dönem Türkiye’yi düşman gösterip Türkmenleri de düşmanın yanında olanlar olarak lanse edilmesinden vazgeçilmelidir. Örneğin televizyonlara çağırılan Türkmen yetkililer Türkmenlerin bir sıkıntısından söz ederken hemen ‘Türkiye’de Kürtler için şöyle böyle’ demekten vazgeçilmelidir.

2.    Türkmenlere verilen haklar gerçekten Türkmenlere verilmelidir. Müdahale edilmemelidir. Başka taraflar kendisi için Türkmenleri kullanmamalıdır. Müttefik olunabilir ancak kukla yaratılmamalıdır. 


3.    Türkmenleri, ister tarih kitaplarında ister haberlerde ister okul müfredatında ister sosyal medyada aslı esası olmayan konular uydurularak küçük düşürmekten uzak durulmalıdır. Bunun için Bölge’de bir yasa hayata geçirilmelidir. Kısacası korumaya alınmalıdır.
 
4.    Türkmen eğitimi, kültür, sanatı, gelenek göreneği hatta medyasının ayakta durabilmesi için alan açılmalı ve destek sunulmalıdır. 

Evet bunlara benzer çok fazla başlık yazılabilir ama en önemlisi (Türkmenlerin onuruna dokunulmamalıdır). 

Herkes biliyor ki Türkmenlerden hiçbir zaman yaşadığı bölgeye zarar gelmez. Bunun için son yüz yıla bakmak yeterlidir.