Başkanın Tablosu
Diktatör liderin hüküm sürdüğü memleketin bir şehrinde yalakalığın haddi ve sınırı yokmuş. Başkanın gözüne girmeye çalışan yalakalar, her şeyi yapmaya hazırmış. Bir valinin akılına dahiyane bir fikir gelir. Şehrin merkezine başkan için hiç kimsenin görmediği bir tablo koymak ister. Bunun için memleketin en iyi ve en yalaka ressamını getirerek ondan başkan için hiç kimsenin çizemediği ve göremediği göz alıcı tablo çizmesini ister. Ressam 3 ay süren uzun uğraşlar sonrası başkanın tablosunu tamamlar. Tabloya bakan vali ve etrafındakiler tabloya hayran kalır. Yalaka vali tabloyu şehrin meydanına yerleştirir ve açılışı yapar. Bir hafta sonra valinin odasına giren meclis üyelerinden biri:
- Sayın vali, sayın yüce başkanımızın meydandaki o muhteşem tablosuna sinekler konuyor ve pisliyor. Bence orayı ilaçlamak lazım.
Hemen vali meydanın çevresinin ilaçlanmasını ister. Artık başkanın tablosunda, sinek böcek kalmaz. Aradan bir hafta geçer, valinin koruması:
- Sayın vali hazretleri, yüce şanlı başkanımızın tablosuna güneş vuruyor. Korkarım ki ilerde tablonun rengi solar. Tablo için güneşlik yapmalıyız.
Bu fikre sıcak bakan vali hemen başkanın tablosunun 4 tarafına güneşlik yaptırılmasını isteri. Aradan bir mevsim geçer ve kış mevsimi kapıda olunca, valinin odasına gelen yardımcısı:
- Sayın vali, kış mevsimi yaklaştı, zatıali başkanımızın o muhteşem tablosu yağmur altında kalacak bence dev bir şemsiye yapalım tablo için.
Bu fikri de çok beğenen vali, kış gelmeden tablo için dev bir şemsiye yaptırır. Aradan bir mevsim geçer, bir gün valinin danışmanı gelir:
- Sayın vali, yüce başkanımızın güzel tablosunun çevresinde bir yeşil alan yok. Bahar mevsimi yaklaştık bence, etrafına çimler ve çiçekler ekelim daha da güzelleşsin.
Heyecandan hemen ayağa kalkan vali, tablonun çevresinde çim ve güller ekmek için bir bahçıvanın tahsis edilmesi fermanını verir.
Ardan bir ay geçmeden valinin şoförü tabloya bakarak:
- Sayın valim, şanlı başkanımızın muazzam tablosunun bu kadar dar alana sığdırılması nahoştur. Bence bu alanı genişletelim, artık karar size ait elbette.
Tabloya iyi bakan vali, ellerini ceplerinden çıkararak:
- Vallahi çok doğru söylüyorsun. Tablonun çevresinde ne bina varsa yıktıralım.
Ardan birkaç hafta geçer, valiye gelen sekreter :
- Sayın vali ellerine, emeğine ve fikrine sağlık her şey çok güzel olmuş ama başkanın tablosu için daha fazla yeşil alan lazım bence her yere ağaçlar ekelim.
Bu fikri beğenen vali, hemen tablonun olduğu alana bin ağaç ekilmesini emreder. Birkaç gün sonra valinin de aklına bir fikir gelir ve başkanın tablosunun bulunduğu alana 100 fıskiye yapılmasını ve her yerinin aydınlatılmasını ister.
Birkaç hafta sonra valinin ziyaretine gelen polis müdürü valiye:
- Sayın vali her şey çok güzel olmuş ellerine sağlık, tam başkana yarışan bir tablo olmuş ama ne yazık ki bu alana gelen vatandaşlar başkanın tablosuna saygısızlık yapıyor.
Deyince vali şaşırarak:
- Nasıl bir saygısızlık anlatın bakalım?
- Sayın valim bu alana gelen vatandaşların şanlı başkanımızın tablosu önünde oturup ayak ayak üstüne koymaları, sigara ve alkol içmeleri bence büyük bir terbiyesizlik buna bir çözüm bulmak lazım. Bence başkanın tablosunun bulunduğu alanı çevreleyelim ve halka açık bir yer olmasına izin vermeyelim. Bunun için başkanın tablosunun alanın dört etrafına polisler yerleştirelim.
- Vallahi çok haklısın, bu laubalilik ve terbiyesizliğe izin verilmemeli. Siz bildiğinizi yapın.
Aradan bir yıl geçer ve yüce başkan şehri ziyarete gelir. Şehri valinin eşliğinde gezen başkan tablo alanın çok beğenir ve valiye çok teşekkür ederek ayrılır şehirden.
Bir hafta sonra valiye başkanlık sarayında mektup gelir, mektupta:
- Sayın vali, şehri gezen başkanımız yaptığınız tabloyu çok beğenmiş olduğunu bizzat ifade etmek istedi. Şanlı başkanımızı sizden şehirde 5 tane ayrı tablo yapmanızı istediğini size iletmek istiyoruz. Saygılar ve sevgiler.