Seçim dediğimiz zaman aklımıza millet meclisi, milletvekilleri, adaylar gelir. Adaylar deyince de aklımıza elbette propagandalar gelir. Aday + Propaganda = Posterler ve hatta dev posterler.
Evinde 10 × 20 cm çapında tablosu olmayan bazı adayların sokak ve caddelerde 2 m × 3 m dev tablolarının bulunması ne kadar tuhaf bir şey. Posterlerde en dikkat çekici olay adayların objektife “SANA BAKIŞLARI” kimileri kartal gibi keskin gözlerle, kimileri gelecek vaat eden gözlerle, kimileri yalvarırcasına, kimileri “Neler oluyor?” dercesine bakarken kimilerinin küstah gülümsemesi ilgimizi çekiyor.
Fotoğraf elbette önemli seçmen kazanmak için ondan daha önemli olan ise bulunduğu konum. Ne kadar yüksekse o kadar meclise daha yakın, ne kadar kalabalık cadde bulunursa on kat daha seçmen kazanır (eğer rüzgar savurmazsa).
Aday için tablo ve konumu anlattık şimdi sıra geldi meclise gitmenin püf noktasına, o da SLOGANLAR. Bir slogan bir aday için çok önemli. Bu sloganlar umut verici, heyecanlandırıcı, hedef seçmen kitlesini çekmeli ve motive etmeli. “Her şey halk için”, “Varlığın uğrunda”, “Senden oy bizden oh”, “Millet için”, “Dul kadınlar için”, “Din için”, “Oyunu vermezsen ahımı alırsın”, “Sahipsiz çocuklar için”, “Annesi evlilik yapmış çocuklar için”, “Bana ver oyunu, şenlik ederim toyunu” vs… İşte bunlarla hedef kitleyi çekmeye çalışıyor adaylar.
Bu vaatlerin, çalışmaların ve dev posterlerin ardından sıra neye gelecek? Sonuçlara. En heyecanlı bölüme, artık sokak ve caddelerde fotoğrafları yırtılan, yel ve yağmurlarla savurulan adayların bir aydır (millete hizmet etmek için) hayal kurdukları meclisin kapısından içeri girme anına çok yakınlar ve… orasını bekleyelim sayın seçmenler.