Kültürümüzün Temel Taşı: Ana Dil
Ana dilimiz, bizi biz yapan en temel faktörlerden biridir. Dilimiz, düşünme yolumuzdan değerlerimize kadar pek çok alanda hayatımızın merkezinde yer alır. Bu makalede ana dilimizin öneminden ve dilimizi korumanın yollarından bahsedeceğim.
Atalarımızın bize miras bıraktığı en değerli şey dilimizdir. Irak Türkleri bir asırdır asimilasyona maruz kalmakta. Hedef ise Irak Türklerine dilini, kültürünü, tarihini unutturmak. Bu süreçte Türkçe olan il, ilçe ve köylerimizin isimleri değiştirildi; hatta Türkçe olan isim ve soyadlar bile yasaklandı. Örneğin Altunköprü ilçesinin ismi, Saddam rejimi döneminde "Nahreyn,” Kerkük ise “Temim” olarak değiştirildi. Bu sıradan bir olaymış gibi görünebilir. Fakat asıl amaç, bir milletin tarihini, kimliğini, özünü hedef almaktı.
1991 Körfez Savaşı sonrası Irak'ın maruz kaldığı ambargo sırasında ciddi sıkıntılar yokmuş gibi il ve ilçelerimizin ismi değiştirildi. Tek bir amaçları vardı; Türkmenleri Araplaştırmak!
2003 sonrası da aynı politikalar devam etti. Ancak atalarımız hiçbir şekilde ödün vermeden bize bu hazineyi ulaştırmıştı. Bu sebeple de dil ve kültürümüzü koruma mücadelemiz hala devam etmekte.
Miras, kültürümüze göre bize ailemizden ve atalarımızdan kalan çok değerli bir hediyedir ve bizim en değerli mirasımız da dilimizdir. Milletimiz de yıllardır uğradıkları katliamlara ve asimilasyonlara rağmen hiçbir şekilde bu mirası gelecek nesillere aktarmaktan vazgeçmediler.
Araştırma yaparken, karşıma çok ilginç ve bir o kadar da beni heyecanlandıran bir şey çıktı; 1402 yılında, yani tam 621 yıl önce Emir Timur ve Yıldırım Bayezid arasında geçen meşhur mektuplaşma. Şöyle başlıyor: "Zamanın cihan sultanı olan Timur-i Küregen!" İşte beni heyecanlandıran kısım tam da burada. “Küregen” kelimesi, Azerbaycan'da, Türkmeneli'de, Güney Azerbaycan'da ve bazı Türk cumhuriyetlerinde “damat” demektir. 621 yıldır aynı kelime bizim haznemizde capcanlı şekilde duruyor. İşte atalarımızdan kalan en değerli miras budur.
Dilimiz tehlikede mi?
Eğer yaşadığımız toplumun içinde birden fazla, dil konuşuluyorsa cevap evet. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Özellikle çocuklarımızın önünde saf ve temiz Türkmencemizi konuşalım, içinde Arapça veya herhangi bir yabancı kelime olmadan. Böylece dilimizi korur ve gelecek nesillere aktarmış oluruz.
Tabii ki yabancı dilleri öğrenelim ve öğrenilmesini teşvik edelim. Ancak öğrendiğimiz dilin etkisinde kalmamak şartıyla. Yani Türkmence konuşurken aklımıza gelmeyen kelimenin yerine bir yabancı kelime katmayalım. Son zamanlarda rastladığımız en yaygın olaylardan biri maalesef ki bu.
Eğer her gün bir kelime kaybedersek dilimiz, yılda 360 kelime kaybına uğrar. Varın tehlikenin boyutunu siz düşünün. Dilimizin öğrenimi, kültürümüz, kimliğimiz ve özümüzün aktarılması için hayati bir rol oynar.
Dilimizi nasıl koruruz?
Dilimizi doğru kullanabilmek için, okuma ve yazma alışkanlıklarını kazanmak ve artırmak önemlidir. Ansiklopedi, edebiyat eserleri, şiir, makale okuyarak kelimelerimizi ve dilimizi zenginleştirebiliriz.
Akraba toplantıları veya arkadaş grupları gibi fırsatlar, dilimizi pratik yapmak için harika bir şans. Başka dillere geçmek yerine dilimizi koruyarak konuşmayı tercih etmek gerekir. Yaşlı nesillerimizin, daha doğal ve çok daha özgün bir Türkmence konuştuğu bilinmektedir. Onların konuşmalarını dinlemek, dilimizdeki güzellikleri keşfetmek için faydalı olacaktır.