Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, 20-21 Kasım'da yapılan nüfus sayımıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Irak'ın nüfusu 45 milyonu geçti. Kentsel nüfus oranı yüzde 70.3, kırsal nüfus oranı ise yüzde 29.7 oldu.” dedi.

KDP ve KYB’den ortak açıklama KDP ve KYB’den ortak açıklama

Akademik araştırmacı ve Türkmen aktivist Dr. Mehdi Saadoon, nüfus sayımı ile ilgili TEBA’nın sorularını yanıtladı.

Irak genelinde uzun yıllardır beklenen nüfus sayımı gerçekleştirildi, bunun geleceketeki yansımaları neler olacak?

Irak’ta nüfus sayımı, yıllardır çözülemeyen siyasi, etnik ve idari sorunların çözümünde önemli bir araç olarak görülmektedir. 37 yıl aradan sonra ilk kez tüm ülkeyi kapsayan genel bir nüfus sayımı gerçekleştirilmiştir. 2003 yılından itibaren çeşitli dönemlerde nüfus sayımı hazırlıkları yapılmış ancak siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle bu çalışmalar sürekli ertelenmiştir. Ancak 2010 yılında yapılan hazırlıklar da başta Kerkük meselesi olmak üzere etnik ve mezhepsel nüfusla ilgili siyasi ittifak sağlanamaması nedeniyle iptal edilmiştir. Bu ertelemelerin sebepleri göz önüne alındığında, yeni dönemde Sudani hükümetinin aldığı karar doğrultusunda 2024 nüfus sayımında siyasi, etnik ve dini gruplarla ilgili bir soru eklenmemesi, farklı siyasi grupları tatmin edecek bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Kerkük’te 1957 nüfus sayımının esas alınacağı belirtildi bu konuyu detaylandırabilir misiniz?

1957 nüfus sayımı, Kerkük'ün demografik yapısının görece siyasetten bağımsız olduğu bir dönemi yansıtmaktadır. Bu sayım sonuçları, Türkmenler ve Araplar tarafından daha adil bir referans noktası olarak görülmektedir; çünkü o dönemde Kerkük’te Kürt, Türkmen ve Arap toplulukları arasında daha dengeli bir nüfus dağılımının bulunduğu kabul edilmektedir. Özellikle 2003 sonrası Kerkük’te meydana gelen demografik değişimlerin dengelenmesi amacıyla bu sayım verilerinin referans alınması istenmektedir. Çünkü 2003 sonrası dönemde Kürt grupların Kerkük’e yoğun göçü ve demografik yapının değişmesi, 1957 nüfus sayımına dayalı bir düzenlemeyi Kürtler açısından tartışmalı hale getirmiştir. Kürt siyasi partiler, daha güncel verilerin kullanılmasını talep ederek bu durumu siyasi bir gerilim konusu haline getirmiştir. Ancak Türkmen siyasi partilerin talepleri doğrultusunda, 1957 nüfus sayımının esas alınmasına ilişkin önemli bir karar, Irak Bakanlar Kurulu'nun 5 Kasım 2024 tarihindeki 45. oturumunda, genel nüfus sayımı önerileri çerçevesinde alınmıştır. Bu karar, özellikle Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerdeki demografik düzenlemelerin temelini oluşturmayı hedeflemektedir. Ayrıca Federal Mahkeme'nin genel nüfus sayımıyla ilgili (73/Federal/2010) sayılı kararına uyulmasının vurgulanması, özellikle Kerkük’ün durumu ve tartışmalı bölgelerdeki 140. madde ile ilişkilidir.

Bu bağlamda, Federal İstatistik Kurumu ve IKBY İstatistik Kurumu, Federal İçişleri Bakanlığı ile iş birliği yaparak aşağıdaki kayıtları Irak’ın önceki nüfus sayımı sonuçlarıyla karşılaştıracaktır:

1. İçişleri Bakanlığı kayıtları, 1957 nüfus sayımı ve güncellemeleri.

2. Ticaret Bakanlığı ile Göçmenler ve Yerinden Edilenler Bakanlığı kayıtları.

Genel nüfus sayımı sonuçlarının bu kayıtlarla karşılaştırılması, Federal Planlama Bakanlığı ile IKBY Planlama Bakanlığı arasında ortak bir mutabakat çerçevesinde yürütülecektir. Bu karşılaştırmanın sonuçlarını içeren özel bir kayıt hazırlanacak ve her iki bakanlık da bu kaydın birer kopyasına sahip olacaktır.

Sonuçta, 1957 verilerinin kullanılması, tarihi bir bağlam sunarken etnik gruplar arasında tansiyonu artırabilecek bir adım olarak dikkat çekmektedir. Yukarıdaki kararların uygulanması, kapsamlı bir siyasi uzlaşıyı gerektirmekte olup, sürecin taraflar arasında dengeli bir iş birliğiyle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır.

Nüfus sayımından bir gün önce Kerkük’e diğer bölgelerden çok sayıda kişi akın etti bu durum sonrasında neleri getirecek?

Nüfus sayımından bir gün önce, başta Kerkük olmak üzere diğer Türkmen bölgelerine Erbil ve Süleymaniye’den yüzlerce Kürt ailesinin taşındığı ve özellikle Kerkük’e getirilen ailelerin büyük çoğunluğunun Kerküklü olmadığının tespit edilmesi, sürecin adil bir şekilde yürütülmediğine dair ciddi endişeler doğurmuştur. Bu durum, genel nüfus sayımı başlamadan önce ihlallerin yaşandığını ve bu adımların, Kerkük’ün gerçek kimliği ile demografik yapısını değiştirme girişimlerinin bir parçası olabileceğini ortaya koymaktadır. Türkmenler için bu durum, hem kültürel varlıklarına yönelik bir tehdit hem de siyasi haklarını zayıflatma çabası olarak değerlendirilmekte, sürece dair güveni sarsmaktadır.

Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerdeki nüfus sayımı, yalnızca demografik verilerin belirlenmesiyle sınırlı olmayıp, Irak’ın siyasi dengelerine doğrudan etki etme potansiyeline sahiptir. Özellikle Kerkük’ün nihai statüsü, bu süreçle yeniden gündeme gelebilir ve etnik gruplar arasındaki siyasi güç dengelerini değiştirebilir. Türkmenler ve Araplar için nüfus oranlarının gerçekçi bir şekilde yansıtılması, varlıklarını ve haklarını koruma açısından hayati önemdedir. Kürt siyasi partileri açısından ise nüfus oranlarının, Kerkük üzerindeki hak iddialarını sürdürebilmeleri için kritik bir araç olduğu görülmektedir.

Nüfus sayımı sonuçları, sadece Kerkük için değil, Irak genelinde parlamentodaki temsil sistemini, siyasi dengeleri ve mali kaynakların dağılımını da doğrudan etkileyecektir.

Nüfus sayımı Irak’ta siyasi dengeyi nasıl etkileyecek özellikle de Kerkük’te?

Bu genel nüfus sayımının sonunda, Irak’taki siyasi, etnik ve dini gruplar arasındaki güç dengelerinin yeniden şekillenmesi beklenebilir. Nüfus oranlarına dayalı olarak parlamentodaki temsil dağılımı ve bütçe paylarının yeniden düzenlenmesi, özellikle tartışmalı bölgelerdeki hassas dengeleri etkileyebilir. Yerel yönetimlerin ekonomik paylarının ve sorumluluklarının nüfusa göre yeniden belirlenmesi, yerel idarelerin etkinliğini ve kaynak kullanımını doğrudan değiştirebilir. Ayrıca, doğru ve güncel nüfus verilerine dayalı istatistikler, Irak’ın uluslararası arenadaki güvenilirliğini artırabilir, bu da ülkeye yönelik yardım ve yatırımların daha güçlü bir zeminde şekillenmesine katkı sağlayabilir. Bu süreç, Irak’ın hem iç hem de dış politikadaki konumunu yeniden tanımlama potansiyeline sahiptir.

Merkezi hükümet ve Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi arasındaki ilişkiler, nüfus sayımının sonuçlarına göre nasıl evrilebilir?

Merkezi hükümet ile Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi (IKBY) arasındaki ilişkilerde, nüfus sayımının sonuçları üzerinden etkili olabilecek bir dizi stratejik faktöre sahiptir. İlk olarak, gelir paylaşımı: Nüfus verilerine dayalı olarak petrol gelirlerinin ve bütçe paylarının yeniden düzenlenmesi, merkezi hükümet ile IKBY arasında yeni müzakereler ve uzlaşma süreçlerini zorunlu kılabilir. Bu, taraflar arasında adil bir gelir dağılımı sağlama ve kaynakların etkin kullanımını sağlama amacını taşıyacaktır. Özellikle tartışmalı bölgelerde, bu yeniden düzenleme Irak’ın bölgesel kalkınmasını ve yerel yönetimlerin ekonomik istikrarını doğrudan etkileyecektir.

İkinci olarak, tartışmalı bölgelerdeki diyalogların devam etmesi gerekmektedir. Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde nüfus oranlarının netleşmesi, toprak yönetimi ve güvenlik yetkileri konularında yeniden anlaşmalar yapılmasını zorunlu kılabilir. Bu durum, merkezi hükümet ile IKBY arasındaki ilişkilerin güçlenmesine ve bölgeler arası istikrarın sağlanmasına yardımcı olabilir. Aynı zamanda, taraflar arasında karşılıklı güveni pekiştirecek bir süreç olarak görülmelidir. Bu diyaloglar, Kerkük gibi kritik bölgelerde yerel halkın ihtiyaçlarını ve haklarını koruma amacını taşımaktadır.

Son olarak, siyasi diyalog: Nüfus verileri, taraflar arasında gerilim yaratabileceği gibi, aynı zamanda kalıcı çözümler bulmak için bir müzakere fırsatı da sunabilir. Nüfus sayımı sonuçlarının ortaya koyacağı veriler, taraflar arasında daha fazla işbirliği ve ortaklık gerektiren alanları belirleyecektir. Bu nedenle, uzun vadeli bir strateji olarak, hem merkezi hükümet hem de IKBY, bu verilerin doğru ve tarafsız bir şekilde değerlendirilmesini sağlamak için şeffaflık ve güvenilirliğe dayalı bir süreç yürütmelidir. Bu süreç, Irak’ın federal yapısının korunması ve güçlendirilmesi adına kritik bir rol oynayacaktır.

Röp: Nurhan Karhi