Bakan Fidan, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Fidan, Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendikten sonra ilk ziyaret ettiği ülkeler arasında Macaristan'ın da olduğunu belirterek, mevkidaşıyla uluslararası toplantılarda, ortamlarda zor konularda hep görüş alışverişinde bulunduklarını aktardı.
Türkiye ile Macaristan arasındaki ilişkilerin çok boyutlu nitelik taşıdığını kaydeden Fidan, ikili ilişkileri her alanda derinleştirmek için çaba harcadıklarını söyledi.
Fidan, iki ülke liderinin yakın dostluk ve güven ilişkisinin kendilerine rehberlik ettiğini belirterek, "Önümüzdeki dönemde geliştirilmiş stratejik ortaklığımızı daha da güçlendirecek adımlar atma konusunda kararlıyız. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 7. toplantısını ülkemizde gerçekleştireceğiz. 2024 senesi bildiğiniz gibi, Türkiye-Macaristan Kültür Yılı'ydı. 2025 yılını ise Türkiye-Macaristan Bilim ve İnovasyon Yılı ilan ettik. Bu özel yıla dair hedefimiz ticaretten enerjiye, savunma sanayinden bilimsel araştırmalara, farklı alanlarda, yeni işbirliklerinin önünü açabilmektir." ifadesini kullandı.
Geçen yıl ticari ilişkilerin son derece verimli geçtiğine işaret eden Fidan, iki ülke ticaret hacminin 4,5 milyar dolara ulaştığını, iki ülke liderleri tarafından belirlenen 6 milyar dolar hedefine bir adım daha yaklaşmış olduklarını dile getirdi.
Fidan, Macaristan'da 500'den fazla Türk şirketinin farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini, firmaların istihdam ve katma değer yaratmasından büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.
"Savunma sanayi alanındaki işbirliğimiz de giderek gelişiyor ve derinleşiyor. Firmalarımız artık ortak üretime başladı. Yakında ortak savunma ürünlerimizi üçüncü ülkelerde göreceğimize inanıyoruz. Enerji alanındaki işbirliğimizin de özel ve stratejik bir mahiyeti bulunmakta." diyen Fidan, bu alandaki çalışmaların geniş bir yelpazeye yayılmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti.
Fidan, Macaristan'ın gözlemci üye olduğu Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bünyesindeki işbirliklerinin çok iyi seviyede devam ettiğini, TDT'nin gayriresmi zirvesinin bu yıl Budapeşte'de düzenleneceğini ve bu toplantıya büyük önem atfettiklerini vurguladı.
"Macaristan geçtiğimiz yılın ikinci yarısında AB Konseyi dönem başkanlığını üstlenmişti. Bu süre boyunca Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini canlandırmak için sağ olsunlar çok ciddi bir çaba gösterdiler." ifadesini kullanın Fidan, çabaları için mevkidaşına teşekkür etti.
- "Avrupa'nın güvenliği söz konusu olduğunda Türkiye-AB ilişkilerinin ne denli önemli olduğu görülmektedir"
Bakan Fidan, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz katıldığımız toplantılarda Türkiye'nin, sahip olduğu imkan ve kabiliyetlerle Avrupa'nın güvenliğine, istikrarına ve refahına önemli katkılarda bulunabileceğini hep söyledik. Bugün geldiğimiz noktada AB'nin de artık stratejik pusulasını kalibre etmesini bekliyoruz. Türkiye-AB ilişkilerinin bazı üyelerin dar çıkarlarına hapsedilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Avrupa'nın güvenliği söz konusu olduğunda Türkiye-AB ilişkilerinin ne denli önemli olduğu görülmektedir. Avrupa güvenliğine dair atılacak tüm adımların Türkiye ile birlikte planlanmasının ortak menfaatimiz için elzem olduğuna inanıyoruz."
Ukrayna'daki savaşın etkilerini yakından hisseden iki ülke olduklarına dikkati çeken Fidan, iki ülkenin, ihtilafın çözümü için diyalog ve diplomasiden yana olduğunu, tarafların ateşkese yönelik adımlarını memnuniyetle karşıladıklarını ve bu sürecin desteklenmesi gerektiğini düşündüklerini aktardı.
Fidan, "Ümidimiz tam ve kapsamlı bir ateşkesin tesis edilmesi ve kalıcı barışa yönelik sürecin başlamasıdır. Bu yöndeki çabalarımızı ve taraflarla olan temaslarımızı sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
"Suriye'de barış ve istikrar çabalarını baltalamaya çalışan provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerekiyor." diyen Bakan Fidan, Suriye'deki ulusal diyalog konferansının ardından anayasa bildirgesi yayınlandığını, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğini esas alan bu belgenin ayrılıkçı hareketleri reddettiğini söyledi.
Fidan, bildirgenin aynı zamanda herkes için eşit vatandaşlık hakkını da garanti altına aldığını belirterek "Siyasi geçiş sürecinin, hükümetin ve halk meclisinin oluşturulmasına dönük adımlarla sürmesini bekliyoruz. Şam'daki yeni yönetimin ülkede barış ve istikrarı sağlayacak kapasiteye ulaşması gerekmekte. Bunun için de uluslararası toplumun desteği ve angajmanı önem taşımaktadır. Bu doğrultuda yaptırımların tamamen kaldırılmasını temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
- "İsrail, soykırıma yeniden başladı"
Gazze'de ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve müteakip aşamaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
"İsrail, ateşkes anlaşmasını Gazze'ye insani yardımların girişini engelleyerek bozdu. Son günlerde yüzlerce Filistinliyi şehit ederek soykırıma yeniden başladı. Netanyahu'nun gündeminde barış, istikrar, uluslararası hukuk veya insani değerler yok. İsrail'in amacı, Filistin halkını sindirmek ve Filistin'i boşaltmaktır.
Filistin meselesi bölgesel ve küresel düzeyde daha büyük sorunlara yol açma riskini barındırıyor. Türkiye olarak Filistin halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Pazar günü Kahire'de İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi Gazze Temas Grubu'nun toplantısına katılacağım. Şu andaki önceliğimiz ateşkese geri dönülmesi ve Gazze halkının acil insani ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Diğer yandan İsrail'in işlediği suçların takipçisi olmaya devam edeceğiz."
- Fidan'ın Suriye'deki temasları
Fidan, önceki hafta üst düzey yetkililerle Suriye'ye yaptığı ziyareti hatırlatarak, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve ekibiyle "çok kapsamlı bir toplantı" yaptıklarını söyledi.
Suriye'deki görüşmelerde iki ülke ve bölge açısından da önemli olan konuların masaya yatırıldığını vurgulayan Fidan, "Bunların başında tabii ki Suriye'deki yeni yönetimin YPG ile yaptığı; vardığı mutabakatı gözden geçirmek oldu." dedi.
Fidan, bu konuda Türkiye'nin yorumlarını, gördüğü riskleri, nasıl karşılandığının gündeme getirildiğine işaret ederek, "Amacımız varılan mutabakatın harfiyen, ruhuyla beraber uygulanması. Bu noktada olası problem alanlarını da tabii ki işaret ettik." şeklinde konuştu.
Bölgede terör örgütü DEAŞ'ın yeniden canlanmaması için ortaya konacak mutabakatın nasıl işletileceği konusunun da gündeme getirildiğini kaydeden Fidan, Ürdün'deki 5'li toplantıyı hatırlattı.
Fidan, bu toplantıdaki çıktıların pratikte hayata geçirilmesi konusunda Suriye tarafının görüşlerinin dinlendiğine dikkati çekerek Ankara'nın da askeri istihbarat ve operatif anlamda görüşlerini paylaştığını belirtti.
Bu görüşlerin 5 ülke arasındaki heyete sunulacağının altını çizen Fidan, oradaki mutabakat ile somut bir şekilde yola devam edileceği mesajı verdi.
Fidan, Lazkiye'de meydana gelen olayları hatırlatarak bunların gözden geçirildiğini, buradaki provakasyonun ne olduğu ve olası tedbirlerin neler olması gerektiğini Suriyeli yetkililerden dinlediklerini aktardı.
Suriye'deki hükümetin bu durumu büyük bir ciddiyetle takip etmesinden duyulan memnuniyeti dile getiren Fidan, sivil katliamı olmaması ve buradaki sorumluların bulunması konusunda hassasiyet olduğunu ve somut adımlar atıldığını bildirdi.
Fidan, Suriye'de yeni anayasa ile ilgili çalışmaların ve anayasa oluşturulana kadar geçici anayasa ile ilgili konuların da ele alındığına işaret ederek olası bir kapsayıcı hükümetle ilgili görüşlerin gündeme getirildiğini kaydetti.
Bakan Fidan, Türkiye'nin tavsiyesinin sosyal barışı sağlayacak, yönetimi daha kolay hale getirecek, bütün topluma eşitlik mesajı verecek bir kapsayıcılığı olması hususundaki görüşlerin Suriye tarafına iletildiğini söyledi.
Suriye'nin siyasi istikrarı, ekonomik kalkınması ve kurumların ayağa kalkmasının önemine değinen Fidan, bu konuda kurumların ayağa kalmasının gerekliliğine atıfta bulundu.
Fidan, bu konuda Türkiye'nin olabilecek katkılarının da konuşulduğunu belirterek bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oldukça hassas olduğunu ifade etti.
Bakan Fidan, Suriye halkına temel hizmetlerin gitmesi, enerji ve gıda gibi halka zorluk yaşatan sorunların ortadan kaldırılması yolunda atılabilecek adımların ele alındığını bildirdi.
Fidan ayrıca, İsrail yayılmacılığının bölgede oluşturduğu hasarlar ve buna karşı alınabilecek tedbirlerin de gündemde olduğunu sözlerine ekledi.