Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, vatandaşların ramazan ayını ve Kadir Gecesi'ni tebrik etti.

Mübarek günler hürmetine Yüce Allah'tan, Türk milletini, Müslümanları ve tüm insanlığı rahmeti, mağfireti, affı ve bereketiyle kuşatmasını niyaz eden Erdoğan "Bir tarafta Ramazan-ı Şerif'e veda edecek olmanın hüznünü, diğer tarafta bayrama kavuşacak olmanın heyecanını aynı anda yaşıyoruz. Rabbim bizleri sağlık, afiyet ve huzur içinde Ramazan Bayramı'na da eriştirsin." diye konuştu.

Erdoğan, Gazze, Filistin ve Yemen başta olmak üzere gönül coğrafyasının farklı köşelerinde yaşanan ölümlerin, acıların, zulümlerin, mağduriyetlerin ve haksızlıkların bir an önce sona ermesini temenni etti.

Son kabine toplantısından bu yana iftar programları, yabancı kabulleri, telefon görüşmeleri ve çeşitli etkinliklerle yine yoğun bir mesaileri olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"İsrail saldırıları başladığında ülkemize getirdiğimiz Gazzeli mazlumlardan, sağlık çalışanlarımıza, devlet koruması altındaki evlatlarımızdan Harbiyeli gençlerimize, çiftçi kardeşlerimizden önceki dönem ve 28. dönem milletvekillerimize kadar halkımızın çok çeşitli kesimleriyle muhabbet sofrasında bir araya geldik, kucaklaştık, hasbihal edip hasret giderdik. Bugün de Külliyemizde eğitim öğretim ordumuzun neferlerini ağırlayacak yarın ise Kredi Yurtlar Kurumu'ndaki öğrencilerimizle bir arada olacağız. Ertesi gün işçi, emekçi kardeşlerimizi milletin evinde misafir edeceğiz. Yani son güne kadar dayanışma, paylaşma ve kardeşlik ayı Ramazan-ı Şerif'in manasına uygun şekilde idrak etmeye çalışacağız."

Erdoğan, bayram öncesinde yüzlerini Türkiye'ye dönmüş mazlum ve mağdurlara el uzatmanın gayretinden olacaklarını, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan bölgelere yönelik yardımları hem gönüllü kuruluşlar hem de resmi kurumlar vasıtasıyla artırdıklarını söyledi.

Türkiye içinde de bir taraftan belediyeler ve parti teşkilatları, diğer taraftan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerinin kapısını çaldıklarını, hallerini hatırlarını sorduklarını dile getiren Erdoğan, son 23 yıldır olduğu gibi bugün de garibin, yetimin, öksüzün, Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanların imdadına koştuklarını, onlara kol kanat germeyi azimle sürdürdüklerini vurguladı.

- "Avrupa'nın, ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı"

Dış politika bağlamında Polonya Başbakanı Donald Tusk'un Türkiye'yi ziyaretinin oldukça anlamlı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Tusk ile Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki son durumun yanı sıra Avrupa ülkeleriyle son günlerde yoğunlaşan diyaloğu da istişare ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Geçtiğimiz haftalarda yaşanan hararetli tartışmalar Türkiye'siz bir Avrupa güvenliğinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Sadece güvenlik boyutuyla değil, ekonomiden diplomasiye, ticaretten sosyal hayata birçok alanda Avrupa'nın, ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı. Avrupalı dostlarımız politikalarını rasyonel bir zeminde belirledikçe Türkiye'yle münasebetlerin önemini de idrak ediyorlar. Bunları Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği açısından ümit verici gelişmeler olarak okuyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen hızlı ve ani değişimler daha fazla diyaloğa ve kurumsal işbirliğine ihtiyacımız olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve Birlikle ilişkilerini ilerletmeye hazırdır. Elbette bu Türkiye'nin tek başına sergileyeceği bir irade değildir. Aynı iradenin muhataplarımızda da mevcut olması esastır. Türkiye'nin yıllardır istikrarlı bir şekilde izlediği stratejik yaklaşımın Avrupalı mevkidaşlarımızın politikalarına da yön vereceğine inanıyorum."

Ukrayna'daki savaşla ilgili son gelişmeleri de dikkatle takip ettiklerini belirten Erdoğan, ilk günden beri Türkiye olarak çok doğru bir yerde konumlandıklarını dile getirdi.

"Dünyadaki hiçbir hadiseden haberi olmayan ülkemizdeki muhalefet başta olmak üzere kimsenin dolduruşuna gelmedik." ifadelerini kullanan Erdoğan, iki komşunun arasında dengeli, hakkaniyetli, her ikisine de güven veren bir tutum sergilediklerinin altını çizdi.

Barışın kaybedeninin olmayacağını her platformda vurguladıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bugün de aynı çizgimizi koruyoruz. 4. yılına giren bu savaşın daha fazla kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan, adil bir barışla sona ermesini arzu ediyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin 30 günlük ateşkes teklifine Rusya'nın kısmen de olsa olumlu yaklaşımını barışa giden yolda mütevazı fakat kıymetli bir adım olarak görüyoruz." şeklinde konuştu.

- "ABD Başkanı Trump ile birçok önemli meseleyi ele aldık"

Bölgenin bir an önce istikrarsızlık ve çatışma anaforundan çıkması için tüm diplomatik imkanları seferber ettiklerini, bu konudaki düşüncelerini ABD Başkanı Donald Trump ile yaptıkları telefon görüşmesinde de paylaştıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Oldukça samimi geçen görüşmemizde Sayın Trump'la belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hedefimizin önündeki tüm engellerin kaldırılması dahil birçok önemli meseleyi ele aldık. Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki güncel kritik gelişmeleri detaylıca değerlendirdik. Sayın Trump'ın ikinci döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin farklı bir ivme yakalaması pekala mümkündür. Bölgemizdeki tüm zorluklara rağmen özellikle iki müttefik ülkenin işbirliğini zehirlemeye çalışan lobilere rağmen, tüm coğrafyamızın selameti için bunu başaracağımıza, başarmamız gerektiğine inanıyorum."

- "Çanakkale ruhu, bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl olduğu gibi bu sene de 18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümünü milletçe gururla kutladıklarını, Çanakkale Zaferi'nin 110. seneidevriyesinde canları pahasına "Çanakkale'yi Geçilmez" kılan ölümsüz kahramanları bir kez daha rahmetle, şükranla, kemal-i hürmetle yad ettiklerini söyledi.

Suriye'den Gazze'ye, Halep'ten Tebriz'e, Musul'dan Kudüs'e kadar gönül coğrafyasının dört bir yanından şehitlerin Çanakkale'de koyun koyuna yattığını hatırlatan Erdoğan, Çanakkale ruhunun bu dayanışmanın, bu kader ortaklığının vücut bulmuş hali olduğunu dile getirdi.

"Çanakkale ruhu, hem millet olarak hem de kardeşlerimizle bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur." diyen Erdoğan, bu ruhu yaşatmaya, yüceltmeye devam edeceklerini belirtti.

- "Nevruz'un resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz"

Geçen hafta baharın müjdecisi olan bolluk ve bereketin bayramı Nevruz'u da büyük bir coşkuyla kutladıklarını anımsatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"21 Mart'ta ve takip eden günlerde birkaç menfi fotoğraf dışında, milletimizi üzen, tedirgin ve rencide eden nahoş olaylar yaşanmadı. Genel itibarıyla özellikle geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu Nevruz geçirdik. Biz de İstanbul'da partimiz tarafından düzenlenen programla milletimizin, coğrafyamızın ve Türk dünyasının Nevruz heyecanına ortak olduk. Nevruz'un milletimizin kardeşliğinin simgesi olarak resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Yine Nevruz Bayramı'nın Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kabulünü önümüzdeki zirvede teklif edeceğiz. Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim; Nevruz etkinliklerinden yansıyan bazı görüntüleri tabii ki biz de tasvip etmiyoruz ama buna rağmen bu yılki kutlamaların olaysız, gerilimsiz, şiddetsiz bir şekilde gerçekleştirilmesini milletimizin birliği ve dirliği adına çok anlamlı buluyoruz."

Bir polisin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaştan satın aldığı pamuk şekeri çocuklara vermesinin ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapıldığını belirten Erdoğan, "Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yanıcı asitle, molotofla, taşla, sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar, polisimizin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyorlar. Düne kadar şehir şehir oy dilenen kendileri değilmiş gibi şimdi çıkıp utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki polise taş atılmasıyla, molotof atılmasıyla, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok. Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun affedersiniz meyhaneye çevrilmesi ile de hiçbir problemleri yok. Ama Nevruz Bayramı'nda polisimizin çocuklara pamuk şekeri dağıtması bunları rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim. Bu faşizan dil millet karşısında zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur. Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız. Onlar ne yaparsa yapsın, biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız."

- "Nevruz Bayramı'nın sevgi, kardeşlik bağlarını güçlendirmesini temenni ediyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi, Çerkez ve Laz olmak üzere 85 milyonun emanetini taşıdıklarını söyledi.

Dünyanın en büyük, en güçlü yıldızı, en çok parlayan ülkelerinden Türkiye'yi yönettiklerini, 23 yıldır olduğu gibi kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunduklarını belirten Erdoğan, ne pahasına olursa olsun muhabbetin, barışın ve kardeşliğin evrensel dilini yükseltmekten geri durmayacaklarını vurguladı.

Erdoğan, "Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketi ile baharın gelişini simgeleyen Nevruz'u 85 milyon olarak birbirimize yeni bir umutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz. Aziz milletim başta olmak üzere, gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin Nevruz Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyor, aramızdaki sevgi ve kardeşlik bağlarını güçlendirmesini yürekten temenni ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "CHP'nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonunun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan ve kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettiklerini belirtti.

Marjinal örgütlerin ve şehir eşkiyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 123 güvenlik görevlisinin yaralandığını aktaran Erdoğan, yaralananlara geçmiş olsun dileklerini iletti, görevlerini sabır ve soğukkanlılıkla yerine getiren güvenlik kuvvetlerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Genel Başkan dahil ana muhalefet partisi yöneticileri, maalesef çok büyük bir şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, soygun, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine 5 gün boyunca siyasi tarihimizin en basiretsiz, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalarına imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polislerimizin, camı çerçevesi kırılan esnafımızın, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şürekasıdır." dedi.

Bu olayların siyasi hesabının TBMM'de, hukuki hesabının ise yargı önünde sorulacağını bildiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Son 5 gündür tanık olduklarımız bize şu gerçeği bir kez daha göstermiştir; Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon ve kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunlara bırakın devleti, bırakın yerel yönetimleri, bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır. İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar. Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk. CHP'nin demokrasi anlayışının açık oy, sayım, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin, kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz. Parti içi iktidar mücadelelerini milletin meselesi haline getirmelerine de aracılık yapmayacağız."

- "Milletin sinir uçları ile daha fazla oynamayın"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce birkaç kez yaptığı çağrıyı bugün tekrarladığını belirterek, şunları kaydetti:

"Provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretiniz varsa yolsuzlukların, hırsızlıkların, alınan rüşvetlerin, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Şayet yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin. Milletin sinir uçları ile daha fazla oynamayın. Sadece sloganını değil zihniyetini de aldığınız, banka soyguncusu marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın.

Sizler de 5 gündür görüyorsunuz. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra kendilerinin de inanmadığını hal diliyle ikrar ediyorlar. Doğru veya yanlış hiç fark etmez, sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük bir emaresi bile bunlarda mevcut değil. Biz bu riyakarlığa, FETÖ başta olmak üzere, ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden, yıllarca gözümüzün içine bakarak yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. İnanmadan oynanan her oyun gibi bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. İşte o zaman geriye dönüp baktıklarında, şayet zerre kadar saygıları kaldıysa, ülkeye ve millete yaptıkları kötülüklerden dolayı inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar böyle onurlu bir davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama ülkenin geleceği ve selameti adına ümidimizi de yitirmek istemiyoruz."

Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikasının bile olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bizim bu siyaset tüccarlarının kavgalarıyla ayak oyunlarıyla hırslarıyla ihtiraslarıyla oyalanacak vaktimiz de yok. Ana muhalefet partisi kadroları, eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye devam edebilir. Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz. Biz ekonomisiyle, güvenliğiyle, savunmasıyla, demokrasiyle, adaletiyle güçlü bir Türkiye inşa etmeye odaklanıyoruz. İnşallah daha çok çalışacak daha çok üretecek sadece bugünün meselelerini çözmekle kalmayıp, Türkiye'yi yarının dünyasına çok güçlü biçimde hazırlayacağız." diye konuştu.

CHP'nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepkinin, diğer alanlarla birlikte ekonomide de temelsiz ve suni bir dalgalanmaya sebep olduğunu bildiren Erdoğan, sergilenen illüzyonun kısa bir süre sonra ortadan kalktığında yaşananların anlamsızlığının daha iyi anlaşılacağını söyledi.

"İki yıldır uyguladığımız yeni ekonomik programımız sayesinde elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu program ile birlikte tarihi seviyelerde düşük cari açık ve işsizlik oranlarına ulaştık. Mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankamızın rezervlerini güçlendirip ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdık. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmaya başladık. Bu başarıların hepsini de büyük bir emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik."

- "Son piyasa dalgalanmasını da başarıyla yönettik"

"Ekonomi programını uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceklerini" belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

Hyundai, ABD'ye 21 milyar dolar yatırım yapacak Hyundai, ABD'ye 21 milyar dolar yatırım yapacak

"Böyle dönemlerde ana önceliğimiz makro finansal istikrarı korumaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili tüm kurumlarımız sağlam bir ekip ruhuyla bizim de güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyon içinde çalışıyor. Bugüne kadar gereken her adımı vakit kaybetmeden attık, atıyoruz. Bundan sonra da proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin biçimde kullanarak son piyasa dalgalanmasını da başarıyla yönettik. Etkilerini sınırlı ve geçici hale getirdik. Önümüzdeki dönemde de ekonomi programımıza hız kesmeden, taviz vermeden kaldığımız yerden devam edeceğiz."

Şahsi menfaatleri için gözlerini kırpmadan ülkeyi ateşe atmak isteyenlerin hırslarına teslim olmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Şunun altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Türkiye bugünlere sınana sınana gelmiştir. Son 23 yılda nice badireyi atlattık, nice saldırıyı püskürttük, nice ihaneti göğüsledik, nice manipülasyonu önledik, nice pusudan yara almadan çıktık. Aziz milletimizin hakkını, hukukunu, onurunu koruma konusunda en küçük bir geri adım atmadık." diye konuştu.

- "İçeride ve dışarıda herkes, Türkiye'nin hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını görmüştür"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde çıkardıkları her kaosu, ekonomimizi baltalayarak taçlandırmaya çalışanların oyunları bir kez daha bozulmuştur.” dedi.

Erdoğan, "İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye'nin eskisi gibi 3-5 çığırtkanın bağırmasıyla, 3-5 vandalın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür. Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum. Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan "Terörsüz Türkiye" hedefi ile 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan güçlü altyapısıyla dünyanın üretim üslerinden biri haline gelen, sağlam güvenlik paradigmasıyla bölgesinin umudu haline dönüşen velhasıl her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir." şeklinde konuştu.

Artık 23'üncü yılına giren iktidarlarında her gününü eserle, hizmetle, yatırımla, mücadeleyle dolu dolu geçirdiklerinin altını çizen Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Türkiye'yi demokrasi ve altyapısıyla Cumhuriyetimizin yeni asrına hazırlama şerefi bize nasip oldu. Dikkat ederseniz bugün de ülkemizde milletimizin gerçek gündemini, milletimizin hakiki sorunlarını, insanımızın samimi beklentilerini kendine dert edinen, çözümü için program geliştiren tek kadro biziz.

Milletimizin bunca yıldır bize verdiği destek kara kaşımıza, kara gözümüze değil. Ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleridir. Her alanda Türkiye'nin meselelerinin çözümü için tefekkür eden, çözüm yolları arayan, projeler geliştiren, icraat yapan yegane iktidar ve ittifak olarak milletimizin emrinde olmayı hep sürdüreceğiz."