Ağa, “Araştırılması gereken bir soru (Türkmenleri yönetenler arasındaki anlaşmazlığın nedeni eski zihniyete mi, yeni zihniyete sahip olmalarından mı kaynaklanıyor?)” başlığı ile yazılı bir açıklama yaptı.
Son günlerde sıkça sorulan bir soruya karşı Kurtuluş Fikirleri Kurucusu ve Irak Türkmen Cephesi Eski Başkanı Sanan Ağa’nın açıklaması şu şekilde:
“Bu soruya verilen yanıt, ayrıntılı araştırmalar içeren ciltler dolusu kitaba ihtiyaç duyar. Ancak, sorunun cevapsız kalmaması adına, görüşümüzü birkaç satırda özetleyerek, denize düşen bir damla misali sunuyoruz.
Etnik asimilasyona karşı verilen varoluş mücadelesi, eski ve yeni nesil mücadeleciler tarafından uygulanması gereken ortak ilkelere dayanmalıdır. Bu ilkeler, temel doktrinlere zarar vermeden mevcut şartlara uygun bir şekilde hayata geçirilmelidir. Dolayısıyla, etnik asimilasyon süreciyle karşı karşıya kalan bir halk için eski ya da yeni bir zihniyet ayrımı söz konusu olamaz. Özellikle, halkımızın içine para ve makam sevgisi, başkalarını kabul etmeme gibi kötü alışkanlıkları yerleştirenler, milli kimliğimizin köklerini zayıflatan ve halkın desteğini alamayan liderlerin çoğalmasına neden olmuşlardır.
Bu olumsuzlukların önüne geçmek için, her Türkmen bireyinin öncelikle kendisini bilinçlendirme ve eğitme sürecine başlaması gerekir. Türkmenlerin Irak’taki köklü varlığını Sümerler dönemine kadar uzanan gerçek tarih bilgisiyle öğrenmeli, ayrıca uluslararası oyunların nasıl oynandığını ve Irak halkının diğer bileşenleriyle aramızda suni düşmanlıkların nasıl yaratıldığını anlamalıdır. Üstelik, bu asimilasyon politikalarına karşı modern ve medeni yöntemlerle mücadele edilmelidir.
Tarih boyunca biz Türkmenler, Mezopotamya’da kültür ve medeniyetin ışığını yaymış bir halk iken, bugün cehalet, bencillik ve halkımızın diğer fertlerine karşı kibirli bir tavır içinde olmak gibi olumsuz özellikler benliğimize hâkim olmuştur. Bu zayıflıklarımız, başkaları karşısında sergilenen teslimiyetle birleşince, milli varlığımız için büyük bir tehlike oluşturmuştur.
“Kendi varlığını savunamayan bir kişi, milli ve toplumsal varlığını da savunamaz.”
— Sanan Ağa
Kendi milletinin geleceğini önemseyen herkes, bilinçlenme ve eğitim sürecinin ilk adımını atmalıdır. Bu da, farklı görüşleri dinleyerek en doğrusunu seçme becerisiyle mümkündür. Bunu başarmak için de tarihsel, sosyal ve uluslararası politik konularda donanımlı olmak, yönlendirilmiş medya propagandalarına karşı bilinçli hareket etmek ve medeni bir diyalog anlayışını benimsemek gereklidir. Ayrıca, ekonomik bağımsızlık sağlanmadan, bireysel ve toplumsal özgürlüğün tam anlamıyla elde edilemeyeceği bilinmelidir. Kendi ayakları üzerinde duran bireyler, toplumun her alanında söz sahibi olabilecek özgüvene sahip olur.
Ok ve yayı andıran bir toplulukta, her okun yalnızca bir başı vardır. Bu yüzden, toplumun çıkarları için kimlerin gerçek anlamda liyakat sahibi olduğunu araştırmak ve en iyi şekilde işini yapanları desteklemek gerekir.
Türkmenleri bu çıkmaz döngüden kurtarmak ve güvenli bir geleceğe taşımak için, Türkmen siyasi, kültürel ve toplumsal hareketlerinin son birkaç on yılda nasıl bir yol izlediğini değerlendirmek gerekmektedir. Başarı ve başarısızlık dönemleri incelenerek, bundan dersler çıkarılmalıdır. İşte o zaman, akılcı bir yaklaşım çerçevesinde şu ilke uygulanmalıdır:
“Doğru olanı devam ettir, hataları düzelt – Kurtuluş Fikri.”
Bu ilkenin hayata geçirilmesiyle, Türkmenlerin kendi iradeleriyle oluşturduğu bir yol haritası başarıyla uygulanabilir. Bu konu üzerine daha fazla konuşulacak çok şey vardır.”