Bakan Fidan, Suriye'deki terör örgütü PKK/YPG'ye son uyarıyı yaptıklarını vurgulayarak "Bizim onlara verdiğimiz ültimatom ortada. Buna yönelik hazırlık ve niyet görmüyoruz ve bekliyoruz. Biz şartları söylerken şunu ifade ediyoruz, askeri hareket olmasını istemiyorsanız PKK'lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi gerekiyor." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Fidan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
ŞAM ZİYARETİNDE SURİYE LİDER AHMET EŞ-ŞARA İLE NE KONUŞTU?
Görüşmemiz uzun sürdü. Her türlü konuyu ele aldık. Açıkçası bundan sonra Suriye'de ne yapılmalı, nasıl yapılır, kendi görüşleri bu konuda ne, nasıl bir süreç yönetimi zihninde var, Türkiye'nin bu konudaki tavsiyeleri ne? Ve daha doğrusu aslında ben oraya gitmeden önce uluslararası toplumla yaklaşık 10-11 gün süren yoğun bir maraton, diplomasi maratonu yaptım Dışişleri Bakanlarıyla. Dışişleri Bakanlarıyla, Arap dünyasıyla bir araya geldik, Batı dünyasıyla bir araya geldik. Bizim ortaya koyduğumuz bir tez vardı. O da şuydu, yani biz Şam'daki yeni yönetim hiçbir şekilde yargılamadan ne istediğimizi ilk önce kendi aramızda kararlaştıralım, evrensel taleplerimizi. Ondan sonra gidelim diyelim ki biz uluslararası toplum olarak senden bunu görmek istiyoruz, bizim tavsiyemiz bu. Onlar da belli zaten, 4-5 madde bizim çıkardığımız maddeler, hem Batılılar hem Doğulular herkes buna zaten evet dedi.
Yani Suriye'nin komşuları için tehdit olmaktan çıkması, hiçbir şekilde teröre yer veren, başta DEAŞ ve PKK olmak üzere bir alan olmaması, azınlıkların can, mal ve hayatı için güvenliğin sağlanması, kötü muameleye tabi olmaması, ülkenin toprak birliğinin bütünlüğünün korunması konuları başta olmak üzere ve bu türden maddelerimiz vardı.
ŞAM'A NASIL GİTTİ?
O gün tabii uçak müsait olmadığı için havalimanı çalışmıyordu, daha yeni belki bugünlerde çalışmaya başladı. Karayoluyla gitme durumunda kaldık. Hatay'dan itibaren, sınırdan geçtiğimiz andan itibaren, İdlib tarafı iyiydi zaten. İdlib'e önceden de gittik geldiğimiz bir yerde ama daha sonra Hama, Humus ve Şam'a. Halep'ten geçmedik. Hama, Humus üzerinden. ...ve Şam'ın eteklerine gelene kadar sürekli bir yıkım vardı aslında.
Önceki gibi depremden çıkmış gibi. Aslında diğer taraftan rejimin kendi halkına karşı ne kadar zalim ve acımasız olduğunu da görüyorsunuz. Bir yerde çatışan güçler var, onların bulunduğu yerde sivil halk var. Herhangi bir ayrım yapmadan orayı top ateşiyle, yerle bir ateş altına alması, veya varil bombalar atması veya hava kuvvetleriyle bombalaması, yok etmesi. Tabii büyük bir acımasızlık örneği.
TÜRKİYE'NİN SURİYE'DE ÖNCELİĞİ NE OLACAK?
Birincisi, Türkiye olarak biz 3,5 milyon Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yapıyoruz. ikincisi, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki varlığının ne şekilde sona erdirileceği meselesi.
Açıkçası ben Şara'yı gayet iyi gördüm. İdib'te geçirdiği yılların kendisine yaramış olduğunu gördüm. Uzun yıllardır bir deneyimi var aslında İdib'ten. Benim onunla ilgili gözlemlerim var.
SURİYE'DE TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG'NİN VARLIĞI
Bizim onlara verdiğimiz ültimatom ortada. Buna yönelik hazırlık ve niyet görmüyoruz ve bekliyoruz. Biz şartları söylerken şunu ifade ediyoruz, askeri hareket olmasını istemiyorsanız PKK'lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Onlar kendilerini biliyorlar isimleri bizde var.
Bu kansız problemsiz bir geçiş. Oradaki PKK'lı olmayan Suriyeli Kürtlerin canlarına mallarına helal gelmeden normal hayata katılmaları gerekiyor. Yeni yönetim bunun garantisini veriyorlar. Şam onlarla konuşuyor bir daha söyleyecek bir daha söyleyecek. Sen terör faaliyeti içindesin diyoruz. Bu maskaralığa bir son verilmesi gerekiyor bölgede. Kaç yıldır mağarada yaşayan insanların yönettiği, bu insanlar mağaraya girip yönettikleri zaman internet yoktu.
SURİYE'NİN İSMİ DEĞİŞECEK Mİ?
Suriye Arap Cumhuriyeti, mevcut ismi. Detayları bildiğimden tarafların elindeki imkan ve kabiliyetleri, niyetleri, her zaman için bir ihtiyat payım var. Yani o olasılıklı senaryolar her zaman için zihnimdedir. Ama şu anda, yani arazideki dengeleri ele aldığımızda ortaya çıkan tablo şu. Ahmet Şara ve ekibi, Suriye Milli Ordusu, Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu'nun bu yönetime destek vermesi, güneydeki unsurların şu anda destek vermesi, askeri güvenliğin sağlanması açısından önemli bir başlangıç.
İntikam duygusu çok tahrik edici bir duygu, cezbedici bir duygu. Kendinizi bir defa kaptırdınız mı Allah muhafaza, geri dönüşü yok. Özellikle devlet eliyle, topluluk eliyle bunu yaptığınız zaman zulmün yok edici bir aracı olur. Ben buna bulaşmayacaklarına inanıyorum, buna bulaşmamaları için de her türlü gerekeni yapıyoruz.
Amerika orada çeşitli bahaneler için vardı. Şu anda özellikle oradaki varlığını Biden yönetimi döneminde devam ettirirken geliştirdikleri mazeretlerin yüzde 85'i gitmiş durumda. İran varlığını, Rus varlığını bahane ediyorlardı. Şimdi DEAŞ ile ilgili bir konu var. DEAŞ ile mücadele meselesini gündeme getiriyorlar. Orada şunun altını çizmek lazım. Yabancı medyaya da söylüyorum. Şimdi DEAŞ ile mücadele diye sundukları konu PKK'nın onlara verdiği hapishane hizmetleri.”