Ortadoğu

Şifa Hastanesindeki doktorlar, yaşadıklarını anlattı

Gazze’nin batısındaki Eş-Şifa Hastanesinden zorla tahliye edilen ve İsrail bombardımanından kaçıp şehrin kuzeyinden ve merkezinden güneyine doğru ilerleyen yüzlerce yerlerinden edilmiş sivil halkla birlikte yola koyulan doktorlar ve hastalar, sonunu bilmedikleri zorlu bir yolculuğa başladı.

İsrail, Gazze'deki Şifa Hastanesi Yerleşkesi'nde bir poliklinik binasını bombaladı

Zorunlu tahliyenin Şifa Hastanesinin İsrail askerleri tarafından kuşatıldığı ilk gün başladığını ifade eden ve adını vermek istemeyen bir acil servis doktoru, 10 gün süren kuşatma sonunda, hastaların büyük kısmı ile sığınmacıların hastaneyi tamamen boşalttığını belirtti.

Yürüyemeyen ağır yaralıların ise hastanede kaldığını aktaran doktor, “Geride kalan ağır yaralıların akıbetinin belli olmadığını” ifade etti.

Baskın sırasında yaşananlara bizzat şahit olan bir diğer doktor da, “İsrail askerlerinin Şifa Hastanesinde bulunan insanlara çok kötü davrandığını, hastaneden çıkmaları için hastaların üzerine sıcak hava püskürttüklerini, bazı hastane odalarını patlayıcılarla tahrip ettiklerini” dile getirdi.

Doktorlar, İsrail askerlerinin sağlık ekiplerine, hastalara hatta çocuklara "merhametsizce" davrandığını anlattı.

Gazze'deki hükümet, dün yaptığı açıklamada İsrail'in kentinin batısında bulunan Şifa Hastanesi'ndeki 500 hastayı sokağa atarak, "kaderlerine terk ettiğini" belirtti.

İsrail’in Gazze'yi işgalinde Şifa Hastanesini basması

İsrail ordusu, 15 Ekim sabahı Gazze'de binlerce hasta ile yerinden edilmiş sivilin bulunduğu, bölgenin en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesine baskın düzenlemişti.

İsrail'in, baskının ardından tüneller ve cephanelikler yerine binada bulduğunu iddia ettiği paslı silahlar ve birkaç kamerayı kanıt olarak sunması, eleştirilere neden olmuştu.

Hamas, İsrail ordusunun Gazze'deki Şifa Hastanesine düzenlediği baskında katliam yapılmasına karşı uyarıda bulunarak, sağlık personeli, yaralılar ve hastanede yerinden edilmiş binlerce Filistinlinin güvenliğinden İsrail'i, ABD'yi ve uluslararası toplumu sorumlu tutmuştu.