Belarus: Rus silahlarının topraklarımıza yerleştirilmesi NPT ile çelişkili değil

Bakanlıktan, Belarus topraklarına Rus taktik nükleer silah yerleştirilme planına gösterilen tepkilere ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Son 2,5 yıldır ABD, İngiltere ve bu ülkelerin NATO müttefikleri ile Avrupa Birliği ülkeleri tarafından Belarus’un eşi görülmemiş siyasi, ekonomik ve enformasyon baskısına maruz kaldığı ifade edilen açıklamada, "Bu, Belarus’un jeopolitik yönünü ve iç politika sistemini değiştirmeyi amaçlayan, bağımsız bir devletin iç işlerine doğrudan ve kaba bir müdahaledir. Bu, NPT'ye katılımla bağlantılı olarak Güvenlik Güvencelerine İlişkin Mutabakat Muhtırasını imzalayan taraflarca üstlenilen yükümlülüklerle doğrudan çelişmektedir." denildi.

Belarus’un sınırlarına yakın komşu NATO üyesi ülkelerin topraklarında askeri potansiyelin arttığı bildirilen açıklamada, bunlardan kaynaklanan ulusal güvenlik alanındaki meşru endişeleri ve riskleri göz önünde bulundurarak Belarus’un kendi güvenlik ve savunma kapasitesini güçlendirmek için cevap olarak zorunlu eylemler gerçekleştirdiği kaydedildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Belarus ve Rusya arasındaki askeri işbirliği, uluslararası hukuka sıkı sıkıya bağlı olarak yürütülmektedir. Belirli mühimmatlı uçakları uçurabilen Belarus pilotlarının eğitimi, bu tür uçakların modernizasyonu ve kontrolü Minsk'e devretmeden Belarus topraklarında nükleer savaş başlıklarının konuşlandırılması, ayrıca uygun teknolojilere erişim NPT’nin 1. ve 2. maddelerinin hükümleriyle hiçbir şekilde çelişkili değildir."

NATO'nun uzun süredir "ortak nükleer misyon" uygulamasına sahip olduğu anımsatılan açıklamada, ittifak üyesi ülkelerin uçaklarının nükleer silahla uçuşlarının onaylandığı, bu tür görevler için uçuş personelinin eğitildiği ve uygun tatbikatlar yapıldığı belirtildi.

Açıklamada, Avrupa’daki NATO üyesi ülkelerin topraklarında 150’den fazla ABD taktik nükleer silahının bulunduğu ve 250’den fazla uçağın bunları kullanmak için hazırlandığı bilgisi paylaşıldı.

Belarus tarafının, çatışmacı retoriğin ve silahlanma yarışının yerini, yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı bir diyalogun alması gerektiğine inandığı vurgulanan açıklamada, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve nükleer alan dahil silah kontrolü için çok taraflı mekanizmaların güçlendirmesini hedeflediği ifade edildi.