TEBA FM’de sağlıklı yaşama dair tüm konuların uzman konuklarla konuşulacağı yeni bir program başladı. “Pınar Çelebi ile Sağlık ve Güzellik” programında merak edilen tüm konular uzman konuklarla masaya yatırılıyor.
Göz estetiği ve göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Yekta Şendül’ün konuk olduğu programın ilk bölümünde göz estetiği ve göz sağlığı konuşulurken, akıllarda soru işareti bırakan konular ele alındı.
İlk olarak çoğu insanın başına gelebilecek durum olan göz batması sorununa değinen Şendül, “Göz batması aslında bir semptom, bunun altında başka hastalık yatıyor olabilir. Dijital bir çağdayız ve teknoloji ile iç içeyiz bu nedenle göz kuruluğu en başta gelen sorunlardan birisi, öyle ki daha önce sıklıkla 40’lı yaşlarda görülen göz kuruluğu günümüzde çocuklarda da tespit edilebilmektedir.” dedi.
Sürekli ekran karşısında olan insanlara tavsiyelerinin yarım saatte bir ara verip tekrardan işlerine dönmek olduğunu belirten Şendül, “Sürekli bilgisayar başındaki kişilere bir tavsiyemiz de bol bol su tüketmeleridir. Göz kuruluğun sebeplerinden bir tanesi de göz kapaklarımızın kırpma refleksinin azalmasıdır. Tevsiyemiz bilinçli göz kırpma harektinin uygulanmasıdır.” dedi.
Son zamanlarda sıklıkla duyulan bir hastalık olan göz tansiyonuna ilişkin Doç. Dr. Yekta Şendül, şu ifadeleri kullandı:
“Göz tansiyonunun belli bir derecesi var. Örneğin, ortalama 15-21 derece arası normal göz tansiyonu diyebiliriz. Bazı hastalar için bu sayı da yüksek olabilir. Göz tansiyonu, körlüğün çok önemli sebeplerinden bir tanesi çünkü bulgu vermiyor. Dolayısıyla gözleri artık bitmiş olan hastalar oluyor. Yani göz tansiyonu bulgu vermeye başlayınca aslında iş işten geçmiş oluyor.”
Özellikle 40-50 yaşlardan sonra hastaların muhakkak yılda bir kere göz kontrolü yaptırması gerektiğini belirten Şendül, “Göz tansiyonu nedeniyle görme yetisini kaybeden hastalar için maalesef yapacak bir şey yok çünkü bu hastalar görme sinirinin tamemen ölmesi sonucu farkedebiliyor. Göz tansiyonu ayrıca genetik de olabilir.” açıklamasında bulundu.
Göz altı ışık dolgusu işlemine ilişkin detayları anlatan Şendül, “Cildimizin belli bir sıvı dengesi var, gün içerisinde mimiklerimizi sık sık kullanıyoruz ve haliyle ciltte gevşemeler başlıyor. Işık dolgusu aslında göz altı torbalanmasında kullandığımız bir işlem. Torbalar pörtlemeye başlayınca çizgiler ortaya çıkıyor, ışık dolgusu bu çizgileri kapatmaya yönelik yapılan bir işlem. Göz altı torbaları çok fazla ise ameliyat öneriyoruz.” ifadesini kullandı.
Şendül, kaş düşüklüğü olanlara yaptıkları işlemlerin botox, dolgu ve ameliyat olduğunu belirterek, “Eğer kaş düşük görünüyorsa ve altındaki dokulara yapışıklığı iyi ise bu hastalara botox oldukça uygun ancak kaşın dokularla yapışkanlığı iyi değilse önerimiz ameliyattır. Dolgu işleminde ise kaşa hafif bir kontür veriyoruz.” diye konuştu.
Şendül, göz kapağı ameliyatlarında en çok sorulan soruların başında göz kapağının eskisi gibi hareket edip edemeyeceği olduğunu kaydederek, yanlış işlemlerde göz kapağı fazla alındığında özellikle uyurken göz kapağının bir miktar açık kalma durumunun olduğunu aktardı.
Göz kapağı ameliyatlarının göz uzmanlarına teslim edilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Yekta Şendül, “Her şeye cildi aldık, gerdik şeklinde yaklaşılmamlı çünkü yanlış işlemler göz kuruluğuna ve bu da aşamalı olarak göz kaybına kadar gidebilir. Çünkü göz kapaklarımız gözümüzü koruyan çok önemli bir yapı.” diyerek uyarıda bulundu.
Gözlükten kurtulmak isteyenlere uygulanan yöntemlerin lazer ve göz merceği olduğunu dile getiren Şendül, “Lazer, 20 yaşından sonra ve genellikle gözlük numarası değişmeyen hasta gruplarına uyguladığımız bir yöntem. Hangi gözler lazere uygun, hangisi değil konusunda sadece yapılan muayene ve testler sonucu karar verebiliyoruz. Burada sadece gözün saydam tabakasında işlem yapabiliyoruz. Kırklı yaşlardan sonra artık hem yakını hem uzağı bozulmuş hastalara akıllı mercek uygulanıyor. Hastanın orjinal merceği alınıyor ve yerine akıllı mercekler yerleştiriliyor.” dedi.