Kerkük’ün Çay Mahallesi’nde dünyaya gelen başarılı sanatçı İhsan Ekber’in müziğe ve sanata olan ilgisi daha çocuk yaşlarda başladı.
TEBA Magazin’e konuşan Ekber, hayatını, sanatını ve hakkında merak edilenleri anlattı.
Sanat hayatınız nasıl başladı?
1976'da Kerkük’te Sanayi Enstitüsünü bitirdikten sonra Ankara'da konservatuara gidip eğitime başladım. 1982 senesinde oradan mezun olduktan sonra aynı sene Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde solist olarak başrolde sahneye çıktım. Daha sonra İtalya, Almanya, Danimarka, Rusya ve Pakistan gibi birçok ülkede sanatımı icra ettim.
Söylediğiniz ilk Türkmence mani hangisiydi?
Ankara Devlet Opera ve Balesin’de zubun-çeket giyerek orkestra ile sahnede "Altın Hızma" eserini icra ettim. O dönem herkes doktor, mühendis olmak isterken ben Kerküklü 1 genç olarak opera sanatçısı olmak istedim. Açık fikirli, ileri görüşlü Türkmen büyüklemizin ve ailemin desteği ile bu hayalime ulaştım.
Bir röportajınızda, “biz Türkmenler Kerkük’te örf ve adetlerimize çok bağlı yaşarız. Kendime bir söz verdim; eğer opera sanatçısı olursam türkülerimizi bu sanatla tanıştıracağım” demiştiniz ve sözünüzü de tutunuz. Bu tarz çalışmalarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Vatanımın toprağında yaşamış, havasını solumuş ve suyunu içmiş biri olarak kendimce yurtdışında Türkmen manilerini seslendiren biriyim. Lütfen kendi kalıbımızdan çıkalım, şimdi imkanlar sınırsız ama bizim zamanımızda opera sanatçısı olmak imkansızdı, buna rağmen ben 50 yıl önce başardıysam siz de başarabilirsiniz. İnsan eğitim ile ilerler, bir ülke bir millet kültürü ile ilerler. Bizim ilerlememiz gereken yer bu, bizim gençlerimiz açık fikirli ve ben onlara güveniyorum çünkü herkeste bir cevher vardır.
Genç yaşta kendime "Ben bir opera sanatçısı olduktan sonra bizim Türkmen manileri senfonik orkestrayla tanıştırabilir miyim? veya “Orkestrayla birlikte bir icrada buluna bilirmiyim?” diye aklımda bir soru oluştu. Bunun için çok çabaladım ve başardım.
Son olarak sanatınızla milliyetçiliğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Eğer bir sanatçı,kendi halkının ezgilerini, melodilerini, duygularını, örneğin bir horyat ya da manide ifade edebiliyorsa, o zaman o sanatçı milliyetçi bir duruş sergiliyor demektir. Milliyetçilik, aynı zamanda kişinin kendi alanında profesyonel olarak başarılı olabilmesiyle de bağlantılıdır. Yani, bir sanatçı kendi branşında yetkin ve başarılı olduğunda, bu da onun milliyetçi bir duruş sergilediğini gösterir. Ben bunu başardığıma inanıyorum.