Türkmen tarihi ile alakalı çokça eseri bulunan Necat Kevseroğlu, Kerkük’ün Musalla Mahallesi’nde hayata gözlerini açmış. Yetiştiği ortam hakkında konuşan Kevseroğlu, “Ben 1949 doğumluyum, o tarihlerde Kerkük’te çok kritik bir olay yaşanmıştı, o da 14 Temmuz 1959 olaylarıydı. Bu olaydan sonra Türkmen’i ve kendimizi anlamak adına kitap okumaya başladık.’’ ifadelerini kullandı.
“Babamın bize kendi tarihimizi sevdirmede çok büyük rolü olmuştur”
Kitaba olan sevgisinde babasının katkısının çok olduğunu söyleyen Necat Kevseroğlu, “Pazardan alıp topladığı kitapları, bizimle beraber okurdu. Özellikle bize kendi tarihimizi sevdirmede çok büyük bir rolü olmuştur.” dedi.
Kevseroğlu, büyük Türkmen düşünür Ata Terzibaşı’nın kendisine tesiri olduğunu da dile getirdikten sonra tarihe olan merakının Terzibaşı’dan etkilenmesinden kaynaklı olduğunu dile getirdi.
Sadece tarih alanında değil, medyada da önemli işlerde emeği geçen Kevseroğlu, Türkmeneli Gazetesi’nin uzun yıllar başyazarlığını yapmakta.
Usta gazeteci bu göreve ilişkin ise “2005 yılında güzelim Erbil’de yaşanan üzücü bir olay neticesinde Türkmeneli Gazetesi hemen Kerkük’e taşındı. O sıralarda Irak Türkmen Cephesi, bana gazetenin başyazarlığını teklif etti, ben de bu görevi memnuniyetle kabul ettim. Daha sonra heyetimizi kurup işe başladık.’’ diyerek sürece ilişkin açıklama yaptı.
“Irak’taki müteakip hükümetler Türkmenleri göz ardı etme politikası güttüler’’
Özellikle tarih konusunda belgelere çok fazla önem verdiğini dile getiren Kevseroğlu, “Osmanlı İmparatorluğu’ndan hemen sonra Irak’taki müteakip hükümetler biz Türkmenleri göz ardı etme politikasını güttüler. Toplumumuzun Irak medeniyetine çok hizmeti olmuştur.” ifadesini kullandı.
Osmanlı arşivlerindeki çalışmalarına değinen Necat Kevseroğlu, “Üstadım olan Ata Terzibaşı hocamız hep ‘yazılan bir konu hakkında yazma’ derdi. Kerkük tarihini yazmaya karar verdiğimde türlü türlü kitaplar okudum, ayrıca Osmanlı arşivlerinde mevcut olan belgelere ulaştım ve dostlar yardım ederek belgeleri bana sundular. Daha sonra Kerkük petrolü hakkında Osmanlı Sultanının Kerküklü Nefitçizade ailesine imtiyazı veren ilk belgeyi çıkarıp yayınlamıştım.” dedi.
Türkmen toplumunun çok zengin bir kültüre sahip olduğunu dile getiren Kevseroğlu, “Türkmen toplumu çok zengin bir milli kültüre sahip, bundan dolayı birçok başlık hala işlenmemiş durumda. Artık gençlerin düşünüp bu alanda çalışmalar yapması lazım. Dostlarımız hep şiir ve edebiyat dallarına odaklanmış durumda ama aslında diğer dallara da önem verilmelidir. Mesela çocuk edebiyatı hakkında yazılan eserler yok.” şeklinde değerlendirme yaptı.
Türkmen tarihçilerin eksikliklerine değinen Necat Kevseroğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“En başlıca eksiğimiz, genel bir arşivimizin olmaması. Bizde arşiv meselesi kişisel seviyede. Bu da yetmiyor. Temennim, Irak genelinde Türkmen arşivini koruyabilecek bir müessesenin olması ve bütün eserlerin orada toplanması. Ayrıca bizim tam anlamıyla bir kültür merkezimiz bulunmuyor.”
Ayrıca Türkmenlere ait genel bir kütüphanenin olmaması, Kevseroğlu’na göre çok büyük bir eksiklik, bu konu hakkında Kevseroğlu şöyle konuşarak sözlerine son verdi:
‘’İnsanların evlerde çok zengin kütüphaneleri bulunuyor, o kişi hayatını kaybettiği zaman geride kalan kütüphaneler dağılıp kayboluyorlar. Eğer genel bir kütüphanemiz olsaydı, araştırmacılarımız yaptıkları çalışmalarda zorluk çekmemiş olurdu.”