Hüseyin Namık Asker, "Türkmen Evi" adını verdiği köy evini, ziyarete açarak yaşadığı kasabayı turizme kazandırmayı amaçlıyor.
Köy evinde geçmiş yıllara ait gaz lambası, çömlek, televizyon, telefon, radyo, közlü ütü, mumluk, fotoğraf makinesi, tüfek, kılıç, kama, eski silah, teyp, semer, semaver, eski buzdolabı gibi birçok tarihi denebilecek eşyayı görmek mümkün.
Leylanlı Hüseyin Namık Asker, "Türkmen evi" adını verdiği köy evini TEBA Gazetesi okurlarına anlattı.
Dedelerinin hatıralarını yaşatmak aynı zamanda Leylan’ın tarihi dokusunu korumak amacıyla evi kurduklarını söyleyen Asker, bu evi yaklaşık 2 yıl önce kendi imkanıyla yaptığını aktardı.
"Türkmen Evi"ni zamanla genişleterek bir kültür merkezi haline getirmeyi amaçladığını söyleyen Asker, evdeki tarihi eşyalara her gün bir yenisini eklerken, antika ve nostalji tutkunlarına da çağrı yaparak bağışta bulunmalarını istedi.
Asker, hedeflerinin "hem yaşadıkları kasabayı hem de Türkmen kültür ve geleneğini tanıtmak" olduğunu dile getirdi.
Bir süre önce sosyal medya üzerinden tanıtımını yaptıkları köy evini şu ana kadar çok sayıda yerli turistin ziyaret ettiğini belirten Asker, "Bağdat, Basra ve Babil'den gelen çok sayıda ziyaretçimiz oldu. Ziyaretçilerimizi en iyi şekilde ağırlıyoruz." ifadesini kullandı.
Geleneksel köy evini özellikle gençlerin ziyaret etmesi gerektiğini de kaydeden Asker, “Geçmişi bilsinler ki geleceği de görsünler istiyoruz. Gelenleri burada adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyoruz." dedi.
"Eski günleri birebir yaşamak için burada internet kullanmıyoruz. Buraya gelen yaşlılar eski günleri, olayları anlatıyor, masal anlatma geleneğini yaşatıyor." diyen Asker, “Türkmen Evi”nin hemen hemen her akşam kasabadaki gençlerin buluşma noktası haline geldiğini bildirdi.
Kerkük ve diğer kentlerden büyük ilgi gördüklerini belirten Asker, evin alanını genişletmeyi planladıklarını, genişlettikleri avluda ise eskiden tarım ve halı dokumacılıkta kullanılan malzemeleri sergilemek istediklerini aktardı.
Çevre köylerden de insanların ellerindeki eski değerli eşyalarını “Türkmen Evi”ne bağışladığını söyleyen Asker, şu ifadeleri kullandı:
"Burada Osmanlı döneminden kalan ve geçtiğimiz yüzyıla ait çok değerli eşyalar var. Bunlara biz ata yadigarı olarak bakıyoruz. Sosyal medya üzerinden burayı görenler de değerli eşyalarını bağışlıyor artık.”
“Türkmen Evi”nde her gün çay ve kahve ikramı olduğunu, hafta sonları da geleneksel tatların yer aldığı sofraların kurulduğunu anlatan Asker, bu sofralarda, tarhana çorbası ve kelle paça gibi köy lezzetlerinin ziyaretçilere ikram edildiğini kaydetti.
En büyük temennisinin “Türkmen Evi”nin bir kültür merkezi haline gelmesi olduğunu, kendisinden sonra da hizmet vermeye devam etmesini umut ettiğini ifade eden Asker, köy evindeki bir bölümün duvarına Irak bayrağının yanında Azerbaycan, Doğu Türkistan ve Türkiye bayrakları asarak çocuklara ve gençlere Türkçe konuşan ülkeleri tanıtmayı amaçladıklarını dile getirdi.