Programın ilk konuğu, Eski Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı, Bağdat Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın ise yeni Başkanı Dr. Faruk Abdurrahman oldu. Dr. Faruk Abdurrahman, yeni görevi ve bu görevde ileriye yönelik projeleri, siyasi kararları ve Irak’ta son siyasi konjonktürde Türkmenlerin duruma ilişkin soruları yanıtladı.
“Türkmen Kardeşlik Ocağı, Türkmenlerin esas siyasi merkezidir”
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanlığı yaptınız, daha sonra kendi partinizi kurdunuz ve şu anda siyasetten farklı bir alan, Türkmenlerin kültürel sembolü haline gelmiş olan Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın Başkanı seçildiniz ve bu görevi kabul ettiniz. Bu görevi kabul etmenizi, “siyasete noktayı koydum” diye yorumlayabilir miyiz?
Cevabıma sondan başlamak istiyorum. Türkmen Kardeşlik Ocağı, Türkmenlerin esas siyasi merkezidir. 1960’dan bu yana siyasi alanlarda çalışan bütün insanlarımız bu Ocak’tan yetişmişlerdir. Belki gençliklerini bu Ocak’ta geçirmişlerdir. Fakat Saddam rejimi döneminde olduğu gibi, hiçbir siyasi kuruluşun hakkı yoktu. Bu yüzden Türkmen Kardeşlik Ocağı, hem kültürel hem de siyasi görevi yüklenmiştir. Dolayısıyla o zamanın liderleri, Doktor Ali Merdan, Abdullah Abdurrahman, Rıza Demirci ve diğer değerli insanlarımız gibi bu göreve yüklenmişlerdir.
Her biri bir görevi yapıyordu. Mesela Rıza Demirci gençlik görevini, Doktor Ali Merdan teknokrat, Abdullah Abdurrahman siyaset ve teşkilat işlerini yapıyordu. Böylece bu isimler değerli görevlere kalkmışlardır. 2003’te Irak Türkmen Cephesi Başkanı seçildim. Sonra Türkmen Karar Partisi’ni kurdum.
Türkmen Karar Partisi’nin kurulmasının sebebi, hiçbir şekilde Cephe’ye karşı değildi. Bir Cephemiz var, Cephe, esas kuruluştur. Başka kuruluşlar ona yardımcı olur. Az çok başarılı olduk. 2016 senesinde Karar Partisi’nin başkanlığından istifa ettim çünkü Irak’ta yaşamıyordum, Londra’daydım. Geldikten sonra arkadaşlarımız, Kardeşlik Ocağı’nın yeniden sembol haline gelmesi, 1970’lerin ruhunun canlandırılması için orada görev almamız yönünde teklifte bulundu. Milliyetçi bir insan, dava insanı ölüme kadar bu davaya hizmet etmek için adamıştır kendisini. 50 senedir bu dava içindeyim. Türkmen’in bir yere yetişmesi için çalışmamız gerekir. Türkmen Kardeşlik Ocağı’nı milletimizin yardımıyla kısa bir zamanda yeniden bir figür haline getirmek istiyoruz. Milletimiz olmadığı zaman biz bir şey yapamayız çünkü millet bizim güç kaynağımızdır. O güç kaynağını verdiği zaman muhakkak figürler bir şeyler yapabilirler.
“Türkmen Kardeşlik Ocağı sadece bir görüşü savunur; Türkmen birliğini”
Bağdat’ta Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın rolünü nasıl görüyorsunuz?
Bağdat’ta bütün partiler çalışıyor. Her parti kendi görüşünü savunur. Fakat Türkmen Kardeşlik Ocağı sadece bir görüşü savunur; Türkmen birliğini. Türkmen ne olursa olsun madem ki diyor “ben Türkmenim” o Türkmen unvanıyla ister sağcı, ister solcu, ister İslamcı, ister liberal ne olursa olsun bu ocak kendi ocağıdır, kapımız açıktır. İnşallah bu hedefe yetişiriz. Bütün Türkmenler, Kardeşlik Ocağı’nda toplanır ve eğlence, kültürel alanlarda faaliyetler hazırlanır, hatta bazen siyasi fikirlerin millete aktarılması, bu yönde çalışılmasını sevk etmeye çalışır.
Eski ITC başkanlarından birisiniz ve kendi partiniz Karar Partisi’nin Kurucu Başkanıydınız. Ama uzun süre sizi siyasette göremedik, bunun sebebi neydi peki?
2013’e kadar siyasetin içindeydim. Londra’da 6-7 sene kaldım. Bu sürede beyin kanaması geçirdim ve o beyin kanaması neticesinde 6 ay konuşamadım, yazı yazamıyordum. Bunu atlattıktan sonra Irak’a 2018’in sonunda döndük. Bu işte yeniden çalışmaya atandık.
Milletimize hizmeti bir görev biliriz. Bu görev hiç bitmeyecek. Nerede olursak olalım küçük büyük, mesela bana çoğu arkadaşım “sen Irak Türkmen Cephesi Başkanı, bir milletvekili, bir danışmandın, nasıl kabul edersin Ocak’ı” diyordu. Ama ben Ocak’ın olmasını milleti toplamak için bir görev olarak gördüm. Toplamayı yaptığım an rahat uyurum. Yani milletin birlikte çalışması milletin yüreğinde olduğu zaman, o an insan bir şeyler ortaya koyar ve öldüğü zaman rahat uyur.
“Karar Partisi’nin kurulmaması gerektiği kanaatine vardık”
Programın kilit sorusunu sormak istiyorum, Irak Türkmen Cephesi Başkanlığınızın ardından kendi partinizi Türkmen Karar Partisi’ni kurdunuz. Bu adımdaki hedefiniz neydi ve hedefinize ulaştınız mı?
Irak Türkmen Cephesi, bizim en önemli kuruluşumuz. Hepimiz ben şahsen Irak Türkmen Cephesi’ni bir simge görüyorum, millete büyük bir faydası ve katkısı var. O zaman bazı durumları Irak Türkmen Cephesi savunamazdı. Biz Karar Partisi’ni kurduğumuz zaman Irak Türkmen Cephesi’nin gerillacısı olarak kendimizi gördük. Bazı konuları biz savunuruz, bazı konuları onlar savunur ama hedef birdir.
Hedefimize az çok ulaştık. Fakat sonunda bunun yapılmaması gerektiği kanaatine geldik. Bu nedenle de Karar Partisi Başkanlığından çekildik. Böylece başka arkadaşlar bu işi yürüttüler.
Eski ITC Başkanı olarak şu anda Türkmenlerin durumunu nasıl görüyorsunuz?
2003’ten bu yana Türkmenlerin durumu çok karmaşık. Bir partinin, kuruluşun başkanları ben de dahil, kendini hep doğru görür. Bu yaştan sonra ben görüyorum ki muhakkak danışmak lazım ve millet birliğini sağlamak lazım. Çünkü bizler Irak içinde üçüncü milletiz. Üçüncü millet olmamız sebebiyle bize üçüncü millet olma hakları verilmiyor ve bu hakları vermek için bütün parti başkanları, partiler, gerçek iyi niyetle birlikte olmaları ve birlikte hareket etmeleri, millet için bir şey yapmaları gerekir. Bunu da ancak teşkilat ruhuyla yapmak lazım. Herkes kendi çıkarlarını düşünmesin, bütün milletin çıkarını düşünsün. Daha sonra herkes hakkını alır.
Sözleriniz arasında “Bu yaştan sonra ben görüyorum ki muhakkak danışmak lazım.” dediniz. Danışmaktan kastınız neydi tam olarak? Son dönemde artık gençlere ve yeni isimlere yer verilmesi konusu çokça tartışılan bir konu. Kastınız bu muydu?
Evet, yeni gençlerin gelmesi, ancak daha önce bu kuruluşlarda görev yapan insanları dışlamamak lazım. Dışlandığı zaman kopuk oluyor. Beraber yürümesi için onlardan fikir alarak, onun üzerine bir şey koymak lazım. Taş üzerine taş koymak lazım. Yoksa hep yeni gelen zeminden başlarsa bir şey kazanmayız. Hep “onlar hatalı bizler iyiyiz” diye bakmamalıyız, ben böyle düşünmüyorum, yani bizden öncekiler ne yaptıysa onların üzerine taş bırakarak binayı yükseltmek gerekir.
“Sekiz parti ile birleşme adımı millete güzel bir şekilde yansıdı”
Sancılı bir hükümet sürecindeyiz, Türkmenler için verilen vaatler var, Türkmenler açısından Bağdat’tan beklentileriniz neler?
Bağdat’ta şu anda grupların isteklerine göre görevler veriliyor. Son 8 yıl içerisinde Türkmenlere görev verilmedi. Mesela bir sorunla gittiniz, “ben Türkmenim” diyorsunuz Sünni’dir. Bu kez “Şii nerede?” Şii’dir “Sünni nerede?” denip ikisine de istenen verilmiyor. Siyasi şahıslarımız anladı ki bu böyle olmayacak. “gelin bir arada olalım, görev alalım” dediler. Ama Türkmen’in varlığı tehlike altında. Siyasi sorumlular bunun farkına vardılar. Birlikte çalışmak istiyorlar. Hatta Irak Türkmen Cephesi 8 partiyle birleştirici oldu. Sekiz parti ile birleşme adımı millete güzel bir şekilde yansıdı. Fakat daha çok çalışmak gerekir. Sadece medya yoluyla propaganda değil, aynı zamanda sivil örgütler de bu sürece yardımcı olmalı. Sivil örgütler milleti uyandırır, kültür bakımından birleştirir. Fakat siyasiler bu işin siyasi durumunu Bağdat çevresinde konuşur.
Bağdat’ta Sünni Sünni’yle, Şii Şii’yle, Kürt Kürt’le tam birleşmiş değil. Fakat bizim durumumuz başkalarından biraz daha iyi. Yani birleştirme anlamı doğuyor ve onu yapmak için gayretler sarf ediliyor. Biz Türkmen Kardeşlik Ocağı olarak bütün Türkmeneli bölgesinde bunu hedefliyoruz. Kültürel ve sivil etkinlikleri birleştirelim, milleti bir araya toplayıp sonrasında istenilen o siyasi hedefe gidelim.
Yeni görevinizde ileriye yönelik projeleriniz nelerdir?
Birinci görev hafta boyunca etkinlikler yapmak ki milleti toplayalım, mesela biz 2 ay içerisinde 55 etkinlik yaptık. Bu etkinliklerde tüm siyasi şahsiyetleri Ocak’a davet ettik. Onları davet ettiğimizde konuşmaları oluyor, gelen misafirlere bazı şeyleri anlatma fırsatı oluyor.
İkinci husus çocuklar için bir oyun sahası yaptırmak. Aileleri gelebilsin, eşleriyle beraber gelebilsinler diye. Böylece çocuklar da gelebilir.
Türk Dili kursumuz var, Kardeşlik Ocağı’nın yanında boş bir yer var. Onu bir öğrenci yurdu haline getirmek istiyoruz ancak bu büyük imkanlar istiyor. Birkaç tarafa ilettik. Proje okunma aşamasında. Bu olursa biz büyük bir başarı sağlamış olacağız.
“Kerkük Türkmen Kardeşlik Ocağı’nda seçim yapılacak, daha sonra Musul ve Erbil’e geçeceğiz”
Türkmeneli’de bulunan diğer Kardeşlik Ocakları ile ilgili bir projeniz var mı?
Kerkük, Erbil ve Musul’da Türkmen Kardeşlik Ocağı var. İlk olarak Kerkük’te Türkmen Kardeşlik Ocağı’nda 5 Mart’ta bir seçim yapılacak. Daha sonra Musul ve Erbil’e geçeceğiz. Görüşlerini alacağız. İnsanları küstürmeden bir değişime varacağız. Bunlar bittikten sonra ikinci bir projemiz Tuzhurmatu ve Telafer’de şubeler açmak. Böylece tüm Türkmeneli bölgesinde Türkmen Kardeşlik Ocağı’nda sivil ve kültürel örgütler düşüncesiyle birleştirme hareketi yapacağız.
Röportaj: Eymen Erbiloğlu