Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Rusya'nın başkenti Moskova'da 3-4 Nisan'da Türkiye, Rusya, Esed rejimi ve İran arasında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleştirilen 4'lü toplantılara değinen Çavuşoğlu, bu toplantıya ev sahipliği yapması ve hazırlanmasındaki gayretleri dolayısıyla mevkidaşı Lavrov ile Rusya Dışişleri Bakanlığına teşekkür etti.
Çavuşoğlu, Moskova'daki 4'lü toplantıya ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti:
"Moskova'da her ülke tutumunu ve görüşlerini şeffaf ve açık şekilde dile getirdi. Bu sürecin aynı şekilde şeffaf ve açık şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir toplantıda, iki toplantıda tüm meselelerin halledilmeyeceğini biliyoruz, gerçekçiyiz ama diyaloğun devam etmesi gerekiyor ve istişarelerin aynı şekilde yoğunlaştırılarak devam etmesinde fayda var."
- Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların durdurulması çağrısı
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarına ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, "İsrail'in ramazan ayında Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statükosunu ihlal eden bu saldırısını lanetliyorum. Burada özellikle ibadet eden Müslümanlara yönelik İsrail polisinin muamelesi kabul edilemez. İnsanlık dışıdır." dedi.
Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in Türkiye'yi ziyaretinde yaptıkları görüşmede Mescid-i Aksa'nın statüsünü koruyacaklarına dair taahhütlerini yinelediğini hatırlatarak, geçen yıl da ramazan ayında bir gerginlik olduğunu söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, "Bugün İsrail'de güvenlik işleri en ırkçı, en faşist bir siyasetçiye verilmiştir. (Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir'a verilmiştir. Dolayısıyla bizim İsrail'e çağrımız, gerek Mescid-i Aksa'ya yönelik bu saldırılarını, biraz önce durduklarının haberini aldık, gerekse hava saldırılarını kalıcı olarak durdurması gerekiyor." diye konuştu.
Ayrım gözetmeksizin bu orantısız saldırı ve İsrail'in bu siyasetini kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, daha önceki provokasyonlardan sonra İslam İşbirliği Teşkilatını (İİT) olağanüstü topladıklarını, bu saldırılardan sonra da İİT İcra Komitesinin herkese açık şekilde olağanüstü toplanacağını söyledi.
Çavuşoğlu, kalıcı çözümün yönteminin iki devletli çözüm olduğunu ve bunun tüm dünya tarafından kabul edildiğini belirterek, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Doğu Kudüs'ün bu devletin başkenti olması gerektiğini dile getirdi.
Son zamanlarda İslam düşmanı saldırıların ve Müslümanların kutsiyetlerine saldırının haddini aştığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz hangi din, hangi inanç olursa olsun, değerlere saldırılmasına karşıyız." dedi.
Çavuşoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) genelinde özellikle antisemitizmle mücadelenin önemli olduğunu belirterek, İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi tüm nefret ve söylemlerine karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
- "Kudüs konusu bizim kırmızı çizgimizdir"
Çavuşoğlu, İİT üyesi ülkelerle temasının olduğunu, bugün Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile ve mümkün olursa Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile de görüşeceğini ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu, "Biz Türkiye olarak İsrail’le yeniden bir diyalog başlattık ama şunu herkes bilsin ki başta İsrail, bu, Filistin davası pahasına olamaz. Filistin, Mescid-i Aksa ve Kudüs konusu bizim kırmızı çizgimizdir her zaman ve bu konularda bu davalardan hiçbir zaman taviz vermeyiz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bu anlayış ve samimiyet İsrail tarafında da olursa sorunun ve gerginliğin azaltılması ve çözülmesi konusunda Türkiye'nin önemli katkı sağlayabileceğini belirtti.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremler sonrası Moskova yönetiminin hızlı şekilde insani yardımlar gönderdiğini, biri Kahramanmaraş, diğeri de Hatay'da olmak üzere iki sahra hastanesi kurduğunu belirten Çavuşoğlu, verdikleri destekten dolayı Moskova yönetimine ve Rus halkına teşekkür etti.
Çavuşoğlu, Lavrov ile yoğun gündemlerinin olduğunu ve dün akşam Ankara'da Rus mevkidaşıyla iftarda da buluştuklarını, bugün de baş başa, daha sonra da heyetler arası geniş katılımlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, görüşmelerin kapsamlı ve verimli olduğunu söyledi.
- "Türkiye, iki tarafla da görüşerek sorunun çözümü için gayret gösteriyor"
Lavrov ile yaptıkları görüşmelerde, Ukrayna başta olmak üzere bölgesel konuları ele aldıklarını dile getiren Çavuşoğlu, şunları ifade etti:
"Maalesef bir yılı aşkın süredir devam eden savaş, başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere tüm dünyaya zarar vermeyi sürdürüyor. Savaşın bir an önce uluslararası hukuk temelinde müzakereler yoluyla sonlandırılması beklentimizi bir kere daha vurguladık. Bu konuda her zaman olduğu gibi Türkiye olarak elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu tekrarladık. Biz her iki tarafla da görüşerek sorunun çözümü için gayret gösteriyoruz."
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna liderleriyle sürekli temas halinde olduğunu, Lavrov ile yaptığı görüşmeden birkaç gün önce Brüksel'de Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile görüştüğünü ve kendisini Türkiye'ye davet ettiğini kaydetti.
- "İstanbul Tahıl Anlaşması, diplomasi ve müzakerelerin sonuç verdiğini gösteriyor"
Lavrov ile yaptığı görüşmede, Tahıl Koridoru Anlaşması'nı da ele aldıklarına değinen Çavuşoğlu, "İstanbul Tahıl Anlaşması, diplomasi ve müzakerelerin sonuç verdiğini de aynı zamanda gösteriyor. Anlaşmanın devam etmesine önem veriyoruz. Bu, sadece Ukrayna'nın ve Rusya'nın tahıl ve gübre ihracatı bakımından önemli değil, dünya gıda krizinin ve özellikle dünyadaki her hanenin yaşadığı sorunun azaltılması bakamından da önem arz ediyor. Rus tahılı ve gübresinin ihracının önündeki engellerin de kaldırılması gerektiği konusunda mutabıkız." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bu konuda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de gayretlerinin olduğunu ve Türkiye olarak güçlü şekilde bunu desteklerini vurguladı.
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı marjında İngiltere ve ABD dışişleri bakanları başta olmak üzere mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmelerde, Tahıl Anlaşması'nı ele aldıklarını belirten Çavuşoğlu, Tahıl Anlaşması'nın uzatılması için Rus tahılı ve gübresinin ihracının önündeki engeller gibi sorunların da giderilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, Lavrov ile yaptığı görüşmede Libya konusunu da ele aldıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkenin (Libya) bir an önce demokratik, şeffaf bir seçime hazırlanması gerektiğine inanıyoruz. Bugün, aynı şekilde ülkenin hem siyasi olarak hem diğer unsurlarıyla birleştirilmesinin önemini vurguladık. Özellikle çok sayıda milis gruplar var, dolayısıyla Libya'nın artık askeri ve polis dahil güvenlik gücüne ihtiyacı var. Ülkenin her anlamda birleştirilmesi için çabalarımızı devam ettireceğiz. Bu konuda Rusya ve diğer aktörlerle yakın işbirliği içinde olacağız."
Rus mevkidaşı ile Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden süreç, Türkiye ile Ermenistan arasında başlayan normalleşme başta olmak üzere Güney Kafkasya'daki durumu da ele aldıklarını aktaran Çavuşoğlu, "Arzumuz, bir an önce Azerbaycan-Ermenistan arasında kapsamlı bir barış anlaşmasının imzalanması. Güney Kafkasya'nın kalıcı istikrarı ve huzuru için bu adımların atılması gerekiyor. Rusya ile yakın istişare içinde olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin temmuzda Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Dönem Başkanlığı'nı üstleneceğini, bu süreçte üye ülkeler arasında zirve gerçekleştirilmesi için çaba sarf edeceklerini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin KEİ'ye önem verdiğini ve özellikle siyasetten uzak tutulması için dönem başkanlığında çabalarını sürdüreceğini, üye ülkeler arasındaki iletişimin tesis edilmesi konusunda da çaba sarf edeceklerini belirtti.
Mevkidaşıyla Afganistan'ı da değerlendiklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Afganistan'da Taliban'ı tanımadan angajmanımız devam ediyor ama özellikle kadınlar ve kız çocuklarıyla ilgili aldıkları kararları kabul etmemiz mümkün değil. Bu doğrultuda ortak mesajları Taliban yönetimine, geçici yönetime vermeye devam etmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını, Türkiye ile Rusya arasındaki ikili ilişkileri farklı boyutlarıyla değerlendirdiklerini, mevcut konjonktürde iki ülke arasındaki işbirliğinin ilerletilmesi için neler yapılabileceğini ele aldıklarını aktardı.
Türkiye ile Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için ortak bir irade olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Akkuyu Nükleer Güç Santrali dahil olmak üzere enerji işbirliği konularını da ele aldıklarını belirtti.
Çavuşoğlu, turizmin iki ülke arasındaki işbirliğinin önemli bir unsuru olduğunu ve 2022'de Rusya'dan 5,2 milyon turistin Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve bu yıl içinde de daha fazla Rus turistin gelmesini beklediklerini dile getirdi.
- Arabuluculuk girişimleri
Türkiye'nin arabuluculuk girişimleri ve Tahıl Anlaşması'nın uzatılmasına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, bugüne kadar Ukrayna'nın 3 limanından 866 gemiyle 27 milyon tondan fazla tahıl ve gıda sevk edildiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, Tahıl Anlaşması'nın dünyada gıda fiyatı istikrarının getirilmesine önemli katkı sağladığını belirterek, Rus tahılının bir miktarının Türkiye'ye getirilmesi ve una dönüştürüldükten sonra en az gelişmiş ülkelere ulaştırılması konusunda işbirliği sürecinin başladığını ve Katar'ın da buna destek verdiğini söyledi.
Savaşın devam ettiğini ancak bu tür adımlarla da dünya gıda krizinin en az düzeyde hissedilmesi için önemli çaba sarf ettiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Rus tahıl, gübre ve amonyağının ihracatının sağlanması için BM ile Rusya arasında anlayış birliğinin olduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu, özellikle ABD ve İngiltere'nin ödemeler ve sigorta konusunda bazı adımlar attığına ancak sorunların halen devam ettiğine dikkati çekerek, özellikle bu ürünlerin yaptırımlara dahil edilmemesine rağmen bankaların ödemeler konusunda adım atmadığını gördüklerini söyledi.
Rus amonyağı ve gübresinin, bazı Batı ülkeleri üzerinden Afrika ülkelerine gönderilmesi konusunda adım atıldığını ancak tam olarak sorunun çözülmediğini belirten Çavuşoğlu, Ukrayna'dan tahıl ve gübre ihracatının devam edebilmesi için varılan mutabakatın yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, "Mesela, Rusya Federasyonu'nun Ziraat Bankası halen SWIFT sistemine dahil edilmedi. Bu konuda da sorun devam ediyor." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Rusya ve Ukrayna taraflarına, Rusya'nın taleplerinin karşılanmasıyla diğer bazı konuların birbirinden ayrılması gerektiğini söylediklerini belirtti. Bu süreçte, Ukrayna'daki savaşın sona ermesi konusunda Türkiye'nin samimi çaba gösterdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bahar aylarında savaşta yeniden tırmanma olacağına dair endişeleri paylaştıklarını dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Bu savaşın kazananı olmaz, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Bu savaşın da müzakereyle sona erdirilmesi gerektiğine inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
- Kuzey Akım saldırıları
Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarında geçen yıl meydana gelen patlamalara ilişkin soruşturmaları nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, bu patlamaların mevcut enerji krizini daha da tetiklediğini vurguladı.
Çavuşoğlu, söz konusu saldırının ciddi olduğuna işaret ederek, saldırının kimin tarafından neden yapıldığına dair "açık ve şeffaf" bir soruşturmanın bağımsız uzmanlardan oluşan kuruluş tarafından yürütülmesi gerektiğine dikkati çekti.
- "Cumhur İttifakı'nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar"
Lavrov'a yöneltilen "Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde, Rusya'yı kimin desteklediğine" ilişkin soruyu söz alarak yanıtlayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu, demokratik ve şeffaf seçimler gerçekleştirdiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir." sözünü hatırlatarak, her seçimde son kararı milletin verdiğini ifade etti.
Son 6 seçimdir yurt dışında yaşayan vatandaşlara da oy hakkı verildiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Dolayısıyla milletimiz karar verecek. Rusya veya herhangi bir ülkenin Türkiye'deki seçimlere karışmasını biz hiçbir zaman arzu etmeyiz. Ruslardan da böyle bir niyet görmedik zaten." diye konuştu.
Çavuşoğlu, buna rağmen bu konuda çifte standartlar olduğuna dikkati çekerek, "Bazı ülkeler, özellikle o ülkelerde yapılacak seçim kampanyasıyla ilgili PKK'ya bağlı HDP ve CHP'nin taleplerini karşılarken Cumhur İttifakı'nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar. Farklı yöntemlerle müdahale etmeye çalıştıklarını biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Seçim gözlem heyetlerini de Türkiye'ye davet ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Ama daha önce de olduğu gibi yine buraya gözlemci olarak geldiği zaman HDP'ye, PKK'ya destek veren bazı milletvekillerini de uyarılarımıza rağmen listeye dahil etmişler." dedi.
- "Bu 2 tane gözlemcinin ülkemize girişine de müsaade edemeyiz"
Çavuşoğlu, bunların objektif gözlemde bulunamayacaklarının altını çizerek, "Daha önce de girişlerine izin vermediğimiz gibi, bu 2 tane gözlemcinin ülkemize girişine de müsaade edemeyiz çünkü bu seçim, şeffaf ve demokratik olmalı ama gözlemciler de aynı şekilde objektif ve dengeli olmalı. Gelip de başka partilerin kampanyalarına ya da herhangi bir partinin kampanyasına katılan gözlemcinin gözlemci olamayacağı da aşikardır." diye konuştu.
Türk milletinin 14 Mayıs'ta özgür iradesiyle Türkiye'yi kimin yöneteceğine karar vereceğini belirten Çavuşoğlu, Türk milletinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı güçlü şekilde tekrar cumhurbaşkanı seçeceğine inandıklarını sözlerine ekledi.
Lavrov, Türkiye'nin benzeri olmayan bir deprem faciasıyla karşılaştığını ve ülkesinin Türkiye'ye yardım elini uzatan ilk ülkelerden olduğunu söyledi.
"Bizde de Türkiye'deki gibi kara gün dostluğu tabiri var. Biz Türk dostlarımıza her türlü zorlukta yardımcı olmaya çalışıyoruz." ifadesini kullanan Lavrov, depremde hasar gören altyapının yeniden yapılması için de yapı malzemesini tedarik etmeye hazır olduklarını kaydetti.
Lavrov, mevkidaşı Çavuşoğlu ile ikili ve uluslararası gündemin kilit konularını değerlendirdiklerini ve iki ülkenin ilişkilerindeki verimliliğin liderler arasındaki samimiyetten kaynaklandığını aktararak, şunları kaydetti:
"Bugünkü toplantıda ilişkilerimizde lokomotif olan projelerden bahsettik. Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali'nin kuruluşundan bahsedildi. Bu santralin inşası Türkiye'nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. Bu vesileyle şunu ifade etmek istiyorum, 27 Nisan'da santralin birinci bloğuna artık nükleer enerjiyi sevk etmiş olacağız. Türkiye'de bir gaz merkezi kurulacak. Rus enerji kaynaklarını dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet başkanlarımız, liderlerimiz bu gaz merkezinin oluşturulması ile ilgili bir karar almıştı. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk."
Lavrov, mevkidaşıyla yaptığı görüşmede uluslararası konular arasında oldukça detaylı bir şekilde Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar, Orta Asya ve Karadeniz Bölgesi'ndeki durumu değerlendirdiklerini belirterek, "Özellikle Suriye meselesine ciddi önem verdik. Biliyorsunuz, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler normalleşmeye başladı, Rusya'nın aracılığıyla normalleşiyor bu ilişkiler." görüşünü dile getirdi.
Moskova'da dışişleri bakan yardımcıları seviyesinde 4'lü toplantı yapıldığını hatırlatan Lavrov, toplantıların önemli olduğunu vurguladı.
Lavrov, mevkidaşıyla Libya meselesini de görüştüklerini aktararak, "Türk dostlarımızla hedefimiz ortak. Libya'da siyasi uzlaşma sağlamak. Libya'da mevcut olan tüm güçleri barıştırmak ve tabii bunun temelinde devlet yapılarını yeniden kurmak." dedi.
Bakan Çavuşoğlu'yla Filistin ve İsrail arasındaki ilişkilerin onarılmasını görüştüklerini belirten Lavrov, Filistin ve İsrail arasında doğrudan bir diyaloğun kurulmasına ihtiyaç olduğunu ve iki devlet olarak varoluşlarını devam ettirmeleri gerektiğini söyledi.
Lavrov, Ermenistan ve Türkiye arasındaki normalleşmeyi desteklediklerini aktararak, Kafkaslar'daki altyapının onarılmasını temenni ettiklerini kaydetti.
Ukrayna'ya ilişkin Batı'nın yapıcı olmayan bir gündeminin olduğunu belirten Lavrov, şu değerlendirmede bulundu:
"Kamuoyuna açık bir şekilde hedeflerini şöyle açıkladılar: Rusya'yı sahada yeneceklermiş, stratejik bir mağlubiyet bekliyormuş Rusya'yı. Ama aslında uluslararası alanda bir rakip görmek istemiyorlar. Kendilerinden bağımsız, egemen, politika yürüten ülkelere karşı çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. Rusya'yı yenecekleri zaman daha sonra sıra Çin'e gelecek. Yani öyle geliyor. Kendi ulusal çıkarlarını koruyan her bir ülkeyi böylelikle sindirmeye çalışıyorlar. Herkesin ABD çıkarlarına uymalarını onların gündemine tabi olmalarını bekliyorlar."
Lavrov, ülkesinin görüşmelerden imtina etmediğini vurgulayarak, ülkesinin hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini dile getirdi.
"Amerika hegemon olmak istiyor. Herkese kendi tavrını, kendi tutumunu empoze ediyor ve yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyor." diyen Lavrov, Rusya'nın bu yeni dünya düzeninin BM şartına dayalı bir düzen olmasını isteğini aktardı.
- "Tahıla ihtiyacı olan ülkelere tahılın sadece yüzde 3'ü gönderiliyor"
Lavrov, Ukrayna tahılının ciddi indirimlerle Avrupa'ya sevk edildiğini belirterek, tahıla ihtiyacı olan ülkelerin bu tahılın sadece yüzde 3'ünü aldığını söyledi.
Rus tahıl ve gübresinin yaptırım listesine dahil edilmediğini ancak Swift ödeme sisteminden bağlantılarının kesildiğini, yükleri sigortalayamadıklarını, Akdeniz'deki gibi limanlara giremediklerini ve yabancı gemilerin de Rus limanlarına giremediklerini söyleyen Lavrov, şu şekilde devam etti:
"Aslında bize, siz gübre ve tahılları depolayın, hiçbir yere sevk edemeyeceksiniz nasıl olsa diyorlar. Dolayısıyla biz bu tahıl anlaşmasını bir kez 220 gün uzattık fakat bu problemleri gerçek anlamda çözmek isteyen kimseyi görmediğimiz ve vicdanlarına seslenmekten bıktığımız için anlaşmayı askıya aldık. Şimdi de 60 günlük bir uzatma söz konusu. Rus tarım ürünlerinin sevkiyatında herhangi bir gelişme olmazsa bu anlaşmaya ihtiyacımız var mı diye sorgulayacağız."
Lavrov, Avrupa Birliği'nin (AB) "Dayanışma Koridorları" girişimine değinerek, AB'nin Ukrayna tahıl ürünlerini Avrupa'ya kara yoluyla ihraç etmek istediğini ve bunu imtiyazlı bir şekilde yapacağını belirtti.
Avrupalı üreticilerin rahatsız olduğunu ve ürettikleri malları uygun fiyattan satamadıklarını kaydeden Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer böyle bir durum varsa, bu tahılları neden fakir ülkelere vermiyorsunuz? Sayın (BM Genel Sekreteri Antonio) Guterres gıda krizinden bahsetti. Bu girişimi ilgili ülkelere yardım diye başlattık ama aslan payı Avrupa'ya gidiyor. Onlar Guterres'in tekliflerine dürüstçe yaklaşmak istemiyorlarsa, o zaman ilgili ürünleri kara yoluyla veya nehirlerden sevk edebilirler. Bununla ilgili lojistiği de geliştirdiler. Biz de o zaman bu girişimin dışında da adımlarımızı atarız. Katar ve Türkiye ile sevkiyatı devam ettiririz. Zaten devlet başkanımız (Vladimir Putin) 'Fakir ülkelere tahıllarımızın sevkiyatı, ihracatımız devam edecek.' dedi."
Lavrov, Batı'nın Rusya'yı zayıflatmak, Rusya ile Ukrayna arasındaki işbirliğine son vermek ve halklarının refaha ulaşmasını engellemek için çabaladığını anlattı.
Rusya'nın görüşme yapmaya hazır olduğunu ancak mevcut realitenin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Lavrov, şunları söyledi:
"Bizim haklı hassasiyetlerimiz ve taleplerimiz var. Özellikle bizim güvenliğimizin tesisi açısından. Donbas'ta yaşayan ve komşu topraklarda yaşayan insanların haklarını korumak var. Onlar yüzlerce sene Rus kültüründe yaşadılar, Rus kimliklerini muhafaza etme hakları var. Dünyanın en demokratik hükümeti ne gibi kanunlar çıkardı, bir bakın. Rus dilini yasakladı. Rusça yazan medyayı yasakladı. Rus sanatçılar, Ukrayna'da da konser veremiyor. Rusça kitaplar yasaklanıyor. Ukrayna hükümetinin Rusça konuşan vatandaşlar için ne gibi tabirler kullandıklarına dair elimizde belgeler var. Onlar bu vatandaşlar BM şartında mevcut olan prensiplere uygun olarak kendi dillerini konuşabilir ve kimliklerini yaşayabilir. 10 yıldır uyardığımız şeyi faaliyete geçirmek zorunda kaldık."
- 4'lü görüşme için tarih belirlenecek
Türkiye ile Suriye'deki Esed rejimi arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ilişkin savunma bakanları, istihbarat başkanları ve bakan yardımcısı seviyesinde toplantılar yapılmasının başlı başına bir başarı olduğuna dikkati çeken Lavrov, sorunların bir adımda çözülemeyeceğini; temasların güçlendirilmesi, şeffaflığın artırılması ve karşılıklı güven sağlanması gerektiğini vurguladı.
Lavrov, çıkar dengesi sağlanması gerektiğini kaydederek, iki tarafın da haklı çıkarları olduğunu, Rusya'nın aracı rol üstlenirken de bu süreci böyle gördüklerini söylediklerini aktardı.
Dışişleri bakan yardımcıları arasında yapılan 4'lü toplantının bakanlar arasında olacak toplantının hazırlığı olduğunu dile getiren Lavrov, uygun tarihi belirleyeceklerini ifade etti.
- "Gizli bilgiler paylaşılmıyor"
Kuzey Akım'daki patlamanın soruşturulmasına ilişkin Rusya'nın prensipte sürece katılabileceğini ancak bilgilerin gizli tutulduğunu kaydeden Lavrov, "Bilgiler gizliyse bizi soruşturmaya katmak istemiyorlar. Tüm teşebbüslerimiz doğruyu tespit etmek için ve bunlar bizim çıkarlarımızı etkileyen konular." dedi.
Lavrov, tüm sonuçların ve bilgilerin gizlilik bahanesiyle bir şekilde paylaşılmadığını vurgulayarak, "Bir jandarma var ve bunun talimatı, telkiniyle hareket ediyorlar." ifadesini kullandı.
- "Filistin ile İsrail arasındaki süreç yeniden başlatılmalı"
İsrail-Filistin konusuna ilişkin uzun zamandır çok taraflı süreci canlandırmaktan yana olduklarına işaret eden Lavrov, şu görüşleri dile getirdi:
"Filistin ile İsrail arasındaki süreci yeniden başlatmak istiyoruz. Bu süreçten sorumlu olan Rusya, AB, ABD ve BM dörtlüsü var. Bir de Arap Birliği devletlerinin de sürece katılması öngörülüyor. Taraflarla somut anlaşma sağlayabiliriz. İsrail ve Filistin'in iki devlet olarak yaşaması öngörülüyor fakat bu dörtlü format uzun zamandır toplanamıyor. Batı, daha doğrusu ABD, bu süreci engelliyor. BM Genel Sekreteri adeta gölgeye çekildi. Çağrıda bulunmalı ama herhalde ABD'yi rahatsız etmek ve kızdırmak istemiyor. ABD'nin kendi planı var. Doğrudan İsrail ve Filistin'i görüştürebiliriz diyor fakat bildiğimiz ve medyaya sunulan bilgilere göre, BM kararlarına uygun olmayan teklifler sunuluyor."
- "Türkiye, defalarca başarılı seçim geçirmiş bir ülke"
Rus medyasının Türkiye'deki seçimlere ilişkin haberlerine yönelik sorusuna Lavrov, Rusya'nın hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayacağını vurgulayarak, Türkiye'nin defalarca hem şeffaf hem de demokratik seçimler geçirdiğini ve bunda başarılı olduğunu söyledi.
Lavrov, gözlemci ülkelerin Türkiye'deki seçim sürecine katılabileceğinin ve bunun Türkiye gibi egemen bir ülkenin bileceği iş olacağının altını çizdi.
Ülkelere neyi nasıl yapması gerektiği konusunda ABD'nin söylemlerde bulunduğuna değinen Lavrov, "ABD, bu tarz diplomasi açısından hiç de hoş olmayan açıklamalarla yetinmiyor. Kurdukları STK'leri de kullanıyor. Yerli kurum ve kuruluşlarla bağlantı kurarak dünyanın dört bir yanında renkli devrimler düzenliyorlar. Ukrayna'da da bunu yaptılar." diye konuştu.