Erdoğan, yaptığı açıklamada, en uygun zamanda kara operasyonunun da başlatılacağını söyleyip "Biz Suriye sınırlarımızla ilgili ahitlerimize sonuna kadar sadık kaldık. Madem karşımızdakiler kendi sözlerini tutamıyor, anlaşmanın gereklerini yerine getiremiyor, öyleyse bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken, bizim için en uygun vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz." ifadelerini kullandı.
Irak ve Suriye yönetimlerine de seslenen Erdoğan, "Irak ve Suriye yönetimleri Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında yaptığı harekatlarile güvenli hale getirdiği bölgelerden kesinlikle rahatsızlık duymasınlar. Tam tersine bizim attığımız bu adımlar Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü de güvence altına alacaktır." diyerek operasyonlardaki amacının terörle mücadele olduğunu vurguladı.
Astana’da ortak bildiri
Astana garantörleri olarak Türkiye, Rusya ve İran heyetlerinin kabul ettiği ortak bildiride taraflar; Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik güçlü desteklerini, Astana Süreci'nin Suriye meselesinin barışçıl çözümündeki öncü rolünü, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı kararlılıklarını vurguladı.
Dışişlerinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Astana formatındaki Suriye konulu yüksek düzeyli toplantıların ondokuzuncusu 22-23 Kasım 2022 tarihlerinde Astana’da düzenlenmiştir. Toplantıda Pençe-Kılıç harekatımız hakkında muhataplarımıza bilgi verilmiş ve terörle mücadeledeki kararlılığımız vurgulanmıştır. Toplantı vesilesiyle muhataplarımız, İstanbul’da meydana gelen terör eylemine ilişkin taziyelerini sunmuştur. Toplantıda ayrıca siyasi süreç, Anayasa Komitesi’nin faaliyetleri, sahadaki durum, sığınmacıların geri dönüşü ve insani konular ele alınmıştır. Toplantı sonunda Ortak Bildiri yayınlanmıştır.
Ortak Bildiri’de taraflar, Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik güçlü desteklerini, Astana Süreci'nin Suriye meselesinin barışçıl çözümündeki öncü rolünü, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı kararlılıklarını vurgulamıştır.
Taraflar, Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin farklı isimler ve uzantıları adı altında artan varlığı ve saldırılarını kınamıştır. Suriye’nin kuzeyine ve ayrıca İdlip’e ilişkin tüm düzenlemelerin fiilen uygulanmasının önemine dikkat çekmiştir.”
Taraflar, terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayrı meşru,sözde “öz yönetim” teşebbüslerinin kabul edilemez olduğunu kaydetmiş, bu girişimler dahil olmak üzere terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemlerini kınamış ve ayrılıkçı grupların Fırat'ın doğusunda barışçıl gösterilerin bastırılması, zorla silah altına alma ve eğitim alanındaki ayrımcı uygulamaları da dahil olmak üzere sivillere yönelik artan saldırıları ve her türlü zulmüne karşı derin endişe duyduklarını ifade etmiştir.
Taraflar ayrıca, Suriye ihtilafının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu, Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığında, Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilmesine olan taahhütlerini yinelemiş, Anayasa Komitesi'nin Suriye ihtilafının siyasi çözümündeki önemli rolünü vurgulamıştır.
Toplantı vesilesiyle, Astana Süreci’nin gözlemci üyeleri ve BM kuruluşları ile ikili görüşmeler de yapılmıştır. Astana süreci çerçevesinde oluşturulan Zorla Alıkonan/Kaçırılan Kişilerin Serbest Bırakılması, Cenazelerin Takası ve Kayıp Şahısların Akıbetinin Tespitine İlişkin Çalışma Grubu da bir araya gelmiş, çalışmalarının sürdürülmesi kararlaştırılmıştır.”