TEBA

Fidan: Kalkınma Yolu Projesi'nde uygulama safhasına geçmeyi ümit ediyoruz

Dünya

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Bölgemizde Türkiye'nin dahil olmadığı enerji ve ulaştırma koridorlarının etkin ve sürdürülebilir olması mümkün değildir." dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Bölgemizde Türkiye'nin dahil olmadığı enerji ve ulaştırma koridorlarının etkin ve sürdürülebilir olması mümkün değildir." dedi.

Bakan Fidan, Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, "Orta Doğu’da refah ve istikrar için büyük önem arz eden Kalkınma Yolu Projesi'nde birkaç ay içerisinde uygulama safhasına geçmeyi ümit ediyoruz." diye konuştu.

Bakan Hakan Fidan, "Küresel ekonomide, salgının ve Ukrayna Savaşı'nın etkileri henüz atlatılamadı. Öyle ki, küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü revize ediliyor. 2028'de küresel büyümenin sadece yüzde üç oranında olacağı öngörülüyor. Bu, 1990'lardan bu yana, 5 yıllık tahminlerdeki en düşük seviye. Bu ortamda, küresel ticarette korumacı eğilimler uzun yıllardır görülmemiş ölçüde güçlenmekte bunu da zaten kendi iş pratiğinizde sizler de takip etmektesiniz. Ticarete ve ekonomiye daha jeo-stratejik bir anlayışla yaklaşılmakta.`Yakın ülkelerden tedarik`,`dost ve müttefik ülkelerden tedarik` ve `risk azaltma` (de-risking) gibi kavramlar ön plana çıkmakta. Geçenlerde görmüşsünüzdür; IMF Başkanı, ticaret üzerindeki kısıtlamaların bu seviyede devam etmesi halinde, uzun vadede küresel gayrisafi milli hasılanın 7.4 trilyon dolar gerileyeceğini açıkladı.

Bu, AB'nin toplam ekonomik büyüklüğünün neredeyse yarısı; tüm Sahra altı Afrika'nın ekonomik büyüklüğünün ise tam üç katı demek. Doların bir tehdit, bir silah olarak kullanıldığı, enflasyonun küresel bir sorun haline geldiği, gelişmekte olan ülkelerin krediye erişiminin güçleştiği bir dönemdeyiz. Üstelik bütün bunlara, küresel ölçekte enerji krizinin devam ettiğini, tedarik zincirlerindeki hasarın sürdüğünü, İklim değişikliğinin etkilerinin tüm şiddetiyle hissedildiğini de eklemek doğru olacaktır.

Bu koşullar altında, daha şeffaf, daha adil ve kimseyi geride bırakmayan bir uluslararası ekonomi ve finans sistemine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.Ancak mevcut sistemin ve başat aktörlerinin bu değişim talebine kayıtsız kalması, hatta direnmesi, alternatif arayışları hızlandırdı. Son olarak BRICS zirvesinde alınan genişlemeyi teşvik etmiştir, ve yeni üyelerin alınmasının önünü açmıştır. Bu alternatif düzen ve mekanizma arayışlarının önümüzdeki döneme damgasını vuracağı açıktır.

Bunu, ulaştırma ve tedarik koridorlarına dair tartışmalarda da görmekteyiz. Değişen uluslararası dengeler, ticaret yollarının da bir rekabet unsuru olarak öne sürülmesini tetiklemekete. Bu aslında jeopolitik stratejide yeni bir pozisyon değil, uzun zamandır unutulmuş bir pratik açık ekonomik sistem özelliklerinden dolayı ama son zamanlarda farklı bağlantı yollarının öne çıkarılması jeostratejik bir inanış haline gelmiş durumda" şeklinde konuştu

Bakan Fidan, "Öte yandan, küresel bir enerji krizinin yaşandığı günümüzde, Türkiye; kaynak ve güzergah çeşitlendiren; temiz ve yenilenebilir kaynaklar dahil, enerji `yatırımlarını sürekli artıran bir konumdadır.Bu vasıflarımızla bölgemizde ve ötesinde enerji güvenliğine katkı sağlamaktayız. Çabalarımızda Avrupa Birliği'nin yeşil ve dijital dönüşümünü de dikkate alıyor; Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi'ni yakından takip ediyoruz.

Türk dünyasının aile meclisi Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde de enerji her zaman temel bir işbirliği alanı olmuştur. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı ve TANAP gibi stratejik yatırımlarımız bulunmaktadır. Bu işbirliğinin, Türkmen doğalgazını da içerecek şekilde genişletilmesi için var gücümüzle çalışmaktayız. Bu yıl Kazakistan'da gerçekleştireceğimiz Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesinde, enerjiye ilaveten, ekonomilerimizin bütünleşmesi alanında ciddi adımlar atacağız, bu da ilişkilerimizin kurumsallaşması açısından tarihi bir dönüm noktası olacak.

Günümüzün uluslararası dengelerinde, bu bütünleşmenin gerçekten büyük bir stratejik değeri bulunmakta. Düşünün: Geçtiğimiz yıl, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin dünyayla ticaret hacimleri 1,2 trilyon dolara ulaştı. Bunu daha ileri noktalara taşımak için elimizde büyük bir fırsat ve imkan bulunmakta" ifadelerini kullandı.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.