Erdoğan, Abide Kavşağı'nda düzenlenen Şanlıurfa Kuzeybatı Çevre Yolu, Abide Kavşağı İlave Köprü Viranşehir Pompaj Sulaması 1. ve 2. Kademe ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'ne katıldı.
Dünyanın, geçen yüzyılda yaşadığı iki cihan harbinden sonraki en sıkıntılı dönemine girdiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bilindiği gibi 1920'de Fransızlar bu bölgeye girdiğinde işgal generali doğruca gittiği kabrine hitaben 'Selahattin, Haçlı Seferi bitti ama bak biz döndük.' demişti. Haçlı artıklarına o dönemde şanlı direnişinizle hak ettikleri cevabı sizler vermiştiniz. Bugün de maşaları vasıtasıyla bin yıl önceki hesaplaşmayı tekrarlamak isteyenler olduğunu görüyoruz. Şimdi de bu ruhunu satılığa çıkarmış alçaklar en güzel cevabı, sergilediğiniz şu birlik, beraberlikle cesaretinizle metanetinizle fedakarlığınızla yine sizlerden alıyor ve alacak."
Bölgedeki her gelişmeye, Şanlıurfa'daki kardeşlik ikliminden aldıkları ilhamla baktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, "Kardeşlerim birbirimizi Allah için seviyor muyuz? Bundan taviz vermiyoruz değil mi?" diye sordu. Alandakilerin "Evet" cevabı üzerine Erdoğan, "Allah sizden razı olsun." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Bosna'daki, Karabağ'daki, Libya'daki ve daha pek çok yerdeki insanlara hangi duyguyla sahip çıkılıyorsa Suriye'deki insanlara da aynı hissiyatla sahip çıktıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Şimdi dört şey söylüyorum, bir ekonomi, iki diplomasi, üç terörle mücadele, dört hep birlikte Allah'ın izniyle hiç taviz vermeden, inşallah bu topraklardaki mülteci kardeşlerimize gönüllerimizi açmak. Biz gönüllerimizi açtık mı? Bizde ayrım var mı? Biz ensarı da muhaciri de biliriz. Bundan tavizimiz yok. Bay Kemal bilmeyebilir ama biz biliriz. Onun öyle bir derdi yok. O ne ensardan anlar ne muhacirden anlar. Benim peygamberim muhacirdi değil mi? Medine'ye Mekke'den bir muhacir olarak gitti. Şimdi de onun ümmeti olarak bizler, muhacirler olarak gelenleri de biliriz, ensar olarak kucağımızı açmayı da biliriz.
Hiçbir dönemde mazlumun kimliğine bakmadık, bugün de bakmıyoruz. Suriye'deki Kürt de Arap da Türkmen de bizim kardeşimiz. Hepsinin hakkını, hukukunu, onurunu, geleceğini korumak hem insani hem tarihi olarak boynumuzun borcudur. Tabii bunu yaparken önce kendi vatandaşlarımızı, kendi şehirlerimizi güçlü tutmamız gerektiğini biliyoruz. Bu anlayışla 20 yıldır ülkemizi, 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla huzur ve güven içinde geliştirecek, kalkındıracak, refahını artıracak çalışmalar yürüttük."
AA