Eylül 2001 – 2022
11 Eylül 2001 yılında ABD’deki Dünya Ticaret Merkezi binasına düzenlenen saldırı sonrası yazdığım bu makale yayın politikasına uygun olmadığı gerekçesiyle yayınlanmamıştır. 11 Eylül Olayının anısına bu yazıyı 21 yıl sonra ilk sizlerle paylaşıyorum.
Bomba patlamak üzere, halk büyük bir panik içerisinde ne yapacağını bilmiyor ancak bir anda ortaya çıkan bir kahraman bomba eylemcilerini durduruyor, hem de bombayı patlamadan birkaç saniye önce durduruyor ve Amerika’yı kurtarmayı başarıyor.
Bu elbette gerçek değil ama çocukluğumuzdan beri her zaman gördüğümüz aksiyon filminden bir sahnedir. Yıllardır Hollywood’un bu filmleri ve yarattığı Amerikan kahramanlarıyla büyüdük. New York’u filmlerde o kadar gördük ki bir gün oraya yolumuz düşerse hiç kaybolmaktan endişemiz olmayacağına inanıyorum.
İşte her zaman filmlere konu olan bu bomba eylemleri gerçek oldu ve ABD’nin ne kadar zayıf bir ülke olduğunu gördük.
Peki, Hollywood’un yarattığı Arnold, Rambo, ve Chuck Norris gibi hayali kahramanlar nerede kaldı? ABD bu eyleme terör diyor halbuki bu terörü kendisi yarattı. Hollywood ellili ve altmışlı yıllarda Müslümanları hiçbir şey bilmeyen, yalınızca deveye binen ve kadınları çarşıda bir mal gibi satın alan bir millet olarak tasvir ederken, yetmişli yıllarda ise durum değişti ve Müslümanlar için zengin ama çadır içinde yaşayan ve parasını yalnızca kadınlara harcayan bir millet olduğu yönünde imaj çizmeye başladı.
Seksenli ve son yıllarda ise Hollywood, Müslümanları uçak kaçıran ve terörist eylemler yapan bir millet olarak tasvir etmeye başladığında, Müslüman alemini Amerika’ya düşman olarak benzetmeye başlaması ortada bir nefretin oluşmasına neden olmuştur. Dünyayı ve Müslüman ülkelerini McDonalds ve Coca Cola ile fethetmeye çalışan, 250 yıla dayanan kültürünü dünyaya yaymak isteyen ABD’nin diğer yandan da Müslümanlar için terörist imajı çizmeye çalışmasının amacı Müslüman dünyasında dini şuuru yok etmek olduğu çok açık bir gerçektir.
Bence ABD’nin hedef olduğunu gösteren bu filmler aslında bu gibi eylemlerin başında gelen nedenlerden birisi. İşte bu yüzden ABD’de yaşanan olaylardan yine kendisinin sorumlu olduğu kanaatindeyim. 1993 yılında ABD’deki Dünya Ticaret Merkezi’ni yıkmayı planlayan Remzi Yusuf’un gerçekleşmeyen eylemini konu alan “Cennet Yolu” filminin son sahnesinde ikiz kulelere bakan Yusuf “Bir gün ikisini de yıkacağım” diyerek film bitiyor.
ABD’ye yapılan bu saldıların Hollywood tarafından bir film konusu olmasını dilerken şunu da eklemek istiyorum. Belki saldırıya uğrayan o binalarda veya saldırıda kullanılan uçaklarda Hollywood’un yarattığı Amerikan asıllı olamaya İtalyan Sylvester Stallone, Avusturyalı Arnold Schwarzenegger, İsveçli Dolph Lundgren ve Yahudi asıllı Bruce Willis gibi Amerikan kahramanlar bulunsaydı belki de bu olay yaşanmazdı!